Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/15298 E. 2014/24079 K. 16.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15298
KARAR NO : 2014/24079
KARAR TARİHİ : 16.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2010/207-2013/131

DAVA : Taraflar arasındaki, ikramiye, yemek, yol ve erzak yardımı alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca duruşma istenilmesi ve davalı avukatınca duruşma talep edilmesine üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.09.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına kimse gelmedi. Karşı taraf adına Avukat O.. İ.. geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, davalı şirketin İstanbul Bölge Müdürlüğünde 01.05.1999 tarihinden itibaren montaj teknisyen elemanı olarak çalışmaya başladığını, işveren tarafından 08.04.2008 tarihinde ağır bir suç ile itham edilerek kötüniyetli, haksız ve mesnetsiz olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini, işe iade talebinin kabul edildiğini, bir aylık süre içerisinde işe başlatılmadığını ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında, işe iade sonrasında, davacının feshi takip eden dört aylık boşta geçen sürede alması gereken ücret ile işverenin işçiyi işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihinde alması gereken ücret miktarları konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Bu fesih tarihine göre işverence ihbar ve kıdem tazminatı ödenmelidir. Hesaplamada dikkate alınacak ücret, işe başlatılmadığı tarihteki son ücret olup, kıdem tazminatı tavanı da aynı tarihe göre belirlenmelidir.
Öte yandan, boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklar için, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra boşta geçen en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Boşta geçen en çok dört aya kadar süre içinde ücret zammı ya da yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girdiğinde, her iki dönem için ayrı ayrı hesaplamaya gidilmelidir.
Somut olayda, mahkemece davalı işverene fesih ve işe başlatılmama tarihlerindeki emsal işçinin alabileceği ücreti bildirmesi için müzekkere yazılmış ise de, davalı tarafından bu müzekkereye cevap verilmemiştir. Davacı vekili tarafından, davacı ile aynı işyerinde çalıştıkları ve aynı işi yaptıkları belirtilerek, iki işçiye ait sigortalı hizmet cetvelleri sunulmuş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da, anılan işçilerin sigortalı hizmet cetvellerinde yer alan ücretlerinin ortalaması bulunarak, davacının fesih ve işe başlatılmama tarihindeki ücreti olarak kabul edilmiştir. Oysa, gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 77. maddesine, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesine göre, sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; 1) Hak edilen ücretlerin, 2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların, 3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin brüt toplamı esas alınır. Hal böyle olunca, sigortalı hizmet cetvellerinde yer alan ücretler, brüt çıplak ücreti yansıtmadığından emsal ücret olarak alınması yerinde değildir. Ayrıca, İstanbul Ticaret Odası tarafından 01.05.1999-08.04.2008 tarihleri arasındaki emsal ücretler bildirilmiş ise de, emsal ücret araştırmalarının ilgili meslek odası ile işçi ve işveren kuruluşlarından yapılması gerekmektedir. Bu durumda, emsal ücret araştırması yetersiz olup, davacının yaşı, mesleki kıdemi, eğitim durumu, yaptığı iş belirtilerek, ilgili meslek odası ile işçi ve işveren kuruluşlarından fesih ve işe başlatılmama tarihlerindeki emsal işçinin alabileceği ücreti sormak, sonucuna göre tüm delilleri birlikte değerlendirerek karar vermek gerekirken, mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Öte yandan, ikramiye alacağına uygulanması gereken faiz başlangıcı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Ücret alacağı bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işveren temerrüde düşürülmelidir. Ancak, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça bir ödeme günü kararlaştırıldığında, belirlenen ödeme tarihi sonrasında faiz işlemeye başlar. Ücret kavramı geniş anlamda ücret olup, çalışma karşılığı ücretler ile ikramiye, prim, jestiyon ve benzeri ödemeler ve fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri de bu kapsama dahildir.
Somut olayda, davacı işçi, dava tarihinden önce davalı işvereni temerrüde düşürdüğünü ispat edememiştir. Bu durumda, dava tarihinde talep edilen alacaklar için dava tarihinden; ıslah tarihinde talep edilen alacaklar için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, mahkemece hüküm altına alınan ikramiye alacağının tümüne dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.