Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/15214 E. 2014/17329 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15214
KARAR NO : 2014/17329
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2011/520-2013/166

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayandığı ve davacının alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini haksız feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendinde, işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunda işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hükme bağlanmıştır.
İş görme edimi işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun olarak yerine getirilmelidir. İşverenin talimatlarının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile getirilebilecek sınırlamalar ile işçinin eğitimi, yeteneği ve takati gibi hususlara aykırılık oluşturmamalıdır.
İşveren tarafından fesih öncesinde, işçinin yapmakla yükümlü olduğu görevleri hatırlatılmalıdır. Bu hatırlatmanın sözlü ya da yazılı biçimde yapılması mümkündür. Bu konuda ispat yükü de işverendedir. İşçinin görev tanımının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça öngörülmüş olması işverenin hatırlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İşçiye yapılacak hatırlatmada/uyarıda, işçiye yapması istenen görev açık biçimde bildirilmeli ve işin tamamlanmasına yetecek bir süre öngörülmelidir. Bildirimde, görevin hatırlatılması yeterlidir. Görevin gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda iş sözleşmesinin feshedileceği hususunun ayrıca bildirilmesi gerekmez.
Çalışma koşullarında işçi aleyhine değişiklik niteliğinde olan görevlendirmelerin, 4857 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca işçiyi bağlamayacağı açıktır. Bu kapsamda bir görevin yerine getirilmemiş olması işverene haklı fesih imkânı vermez.
Dosya içeriğinden, 10.03.2010 tarihinden beri işyerinde çalışan davacının iş sözleşmesinin, görevini yapmamakta ısrar etmesi sebebiyle ve haklı sebebe dayanılarak işveren tarafından 25.08.2011 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının görevi yapmamaktaki ısrarının ispatlanamadığı ve ayrıca altı iş günlük sürenin de geçtiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı istemleri kabul edilmiş ise de, karar, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Somut olayda, başlangıçtaki görevi kasiyer olan davacının, işveren tarafından verilen her türlü işi yapacağı, iş sözleşmesinin 3. maddesinde ifade edilmiştir. İşveren tarafından düzenlenen tutanakta, mağazanın yoğun olması sebebiyle, davacıya eksik etiketlerin takılması için talimat verildiği, ancak işçi tarafından anılan görevin yerine getirilmediği, mağaza müdürü tarafından ikinci kez aynı talimatın verilmesine rağmen işin geri çevrildiği belirtilmiştir. Davacı da savunmasında, eylemi doğrulamıştır. Bu anlamda, davacının görevi yapmamakta ısrar ettiği tartışmasızdır.
Öte yandan, fesih için altı işgünlük süre de, feshe yetkili makamın olayı öğrenmesi üzerine başlayacağından, somut olayda olayın disiplin kurulunun gündemine alınması ile feshin gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki kanuni düzenleme ve açıklamalar ışığında, davacının, görevi yapmamakta ısrar eyleminin sabit olması karşısında, mahkemece, kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
3-Mahkemece, asgari geçim indirimi alacaklarının tahsiline karar verilmiş ise de, karar, bu yönü itibariyle de dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davalı tarafından dosyaya sunulan ve banka kayıtları ile uyumlu olan ücret bordrolarına göre, davacıya her ay asgari geçim indirimi alacakları ödenmiştir. Nitekim bilirkişi raporunda da bu husus belirtilmiş, sadece eksik olan bordrolar olduğu ifade edilmiş, ancak davalı tarafından eksik bordrolar da dosyaya daha sonra ibraz edilmiştir. Şu halde, mahkemece, asgari geçim indirimi alacağı talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.