Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/15178 E. 2014/17319 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15178
KARAR NO : 2014/17319
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2013/172-2013/27

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda mahkemece, ücretin net 860,00 TL olduğu kabul edilerek alacakların hesaplandığı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş ise de karar, dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı, ücretin net 860,00 TL olduğunu iddia etmiş, davalı bordroda gösterildiği üzere ücretin 654,73 TL olduğunu savunmuş, davacı şahitleri asgari ücret ile 750,00 TL arasında değişen miktarda beyanda bulunmuş, davalı şahitleri ise ücretin 700,00-800,00 TL olduğu şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Emsal ücretin sorulduğu İstanbul Ticaret Odası da, asgari ücret şeklinde görüş bildirmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacının görev yaptığı işyerinin, “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkolunda faaliyet göstermesine rağmen mahkemece, ilgisiz şekilde, “genel işler” işkolunda kurulu K. İ. Sendikasından emsal ücret sorulması doğru değildir. Bununla birlikte, şahit beyanları ve dosya kapsamına göre, davacının ücretinin aylık net 700,00 TL olduğunun kabulü gerekmektedir. Şu halde, davacının ücreti net 700,00 TL kabul edilerek alacakların hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozma sebebidir.
3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Somut olayda davacı, günde iki vardiya halinde ve oniki saat çalıştığı iddiasıyla fazla mesai ücreti alacağı talebinde bulunmuştur. Davacı şahidi Bülent işyerinde üç vardiya olduğunu bazen vardiyanın ikiye düştüğünü, davacı şahidi A. vardiya sisteminin 8’er saat üzerinden olduğunu, davalı şahidi Ahmet’de üç saat üzerinden üç vardiya çalışıldığını beyan etmiştir. Şu halde, dosya kapsamına göre, davacının, haftanın altı günü, günde sekiz saat çalıştığı anlaşılmıştır. Bu anlamda, davacının haftalık toplam çalışma süresinin kırkbeş saati aşmadığı anlaşıldığından, fazla mesai alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.