Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/15157 E. 2014/17276 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15157
KARAR NO : 2014/17276
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2011/74-2013/238

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, ücret, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacının yıllık izin alacağının hesaplanması hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde yıllık iznin bir kısmının kullanılmadığı belirtilmiş olup, fotokopisi sunulan yıllık izin defterindeki imzalara davacı tarafından itiraz edilmiştir. Davalı, yıllık izin defterinin aslını sunamayacağını belirttiğinden imza incelemesi yapılamamıştır. Ancak davacı vekili 19.06.2012 tarihli celsede beş yıllık iznin kullandırılmadığını belirtmiştir. Buna rağmen davacı hiç izin kullanmamış gibi yüzon günlük izin alacağı hüküm altına alınmıştır. Dava dilekçesinde yıllık iznin bir kısmının kullandırılmadığının belirtilmesi ve duruşma sırasında da beş yıllık iznin kullandırılmadığının beyan edilmesi karşısında, yıllık izin alacağı taleple bağlılık ilkesi
gereği beş yıl için hesaplanmalıdır. Davacı hiç izin kullanmamış gibi sonuca gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3. Davacı işçinin hafta tatili alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacının hafta tatili alacağı talebi şahit anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, şahit anlatımları doğrultusunda ayda iki hafta tatillerinde çalışıldığı kabul edilerek hesaplama yapılmışsa da, dosya içeriğinden de anlaşılacağı üzere davalı işveren işyerinde Cumartesi günleri dahi 13:30’a kadar çalışılmakta, ayrıca gerektiğinde hafta içi fazla çalışma yapılmaktadır. Cumartesi günü bile saat 13:00’e kadar çalışılan işyerinde hafta tatillerinde çalışma yapılması hayatın olağan akışına uygun değildir. Kaldı ki, ayda iki hafta tatilinde çalışıldığını beyan eden şahit ile davalı arasında husumet olduğundan, başka delillerle desteklenmeden tek başına bu şahit beyanına itibar edilmesi de olanaklı değildir. Bu sebeplerle, hafta tatili alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.