Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/14167 E. 2014/22475 K. 17.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14167
KARAR NO : 2014/22475
KARAR TARİHİ : 17.07.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2011/885-2013/97

Hüküm süresi içinde davacı ve davalı O.. S.. avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalıların ortak iş aldıkları atık su arıtım tesisinde 18.04.2007 tarihinden itibaren çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin, ücret ve hafta tatiline ilişkin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı S.. Yapı A.Ş. vekili, müvekkili şirket hakkın Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/544 esas sayılı dosyasında iflas kararı verildiğini, davacının tüm hakedişlerinin ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, diğer davalı O.. H.. L.. S.A. vekili ise, davalı şirketin Türkiye şubesinin davacının çalıştığı proje ile bir ilgisinin bulunmadığını, bu yönü ile davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, yine işçilik alacaklarının müflis davalı şirket tarafından ödendiğini beyan ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak dava açıldıktan sonraki ödemeler nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazla mesai ve hafta tatili alacağının kısmen kabulüne, ücret alacağına ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş, karar davacı ile davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacı ile davalı vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla mesai ve hafta tatili ücretine uygulanan hakkaniyet indiriminin makul olup olmadığı hususu taraflar arasındaki uyuşmazlık konusudur.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı tarafça yapılan fazla mesai ile hafta tatili ücretleri, tanık anlatımları ile belirlenmiş olup, anılan alacaklardan bir indirim yapılması gerekmektedir. Mahkemece bu doğrultuda belirtilen alacak kalemleri üzerinden %50 indirim yapılmış, ancak bu oranda indirim yapılmasına gerekçe gösterilmemiştir. Davacının çalışma koşulları ile tanık anlatımları nazara alındığında belirlenen fazla mesai ile hafta tatili ücretleri üzerinden 1/3 oranında indirim yapılması dosya kapsamına daha uygun düşecektir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
3-Diğer bir konu ıslahla artırılan tazminat ve alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde, kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin davalar iş sözleşmesinin feshinden itibaren 10 yıllık, yıllık izin alacağı iş sözleşmesinin feshinden itibaren 5 yıllık, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları hakkın doğumundan itibaren 5 yıllık zamanaşımı tabidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu döneminde ise kıdem – ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı 10 yıllık, fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacakları ise yine 5 yıllık zamanaşımına tabidir.
Davacı 26.09.2011 tarihli dava dilekçesi ile iş sözleşmesinin 25.08.2010 tarihinde haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğinden bahisle işçilik alacaklarının tahsili istemiyle dava açmış ve 04.02.2012 harç tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda tazminat ve alacak talebini ıslah etmiştir.
Davalı vekili, ıslaha karşı kanuni süresi içerisinde zamanaşımı defiinde bulunmuştur.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının iş sözleşmesinin 25.08.2010 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacı, alacaklarını ıslah etmiş ise de, davalı vekilinin kanuni süresi içerisinde ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmakla, davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacaklar hariç kalan miktarlardan bir kısmı zamanaşımına uğramıştır. Mahkemece bu yön üzerinde durulmaksızın ıslahla artırılan alacakların tamamının hüküm altına alınmasını hatalıdır.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ise davalı O.. S.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgililere iadesine, 17.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.