Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/14119 E. 2014/16819 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14119
KARAR NO : 2014/16819
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2013
NUMARASI : 2011/330-2013/193

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde 13.03.2008-31.01.2011 tarihleri arasında blok kesim ustası olarak en son 730,00 TL net ücret çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının 09.04.2008-29.03.2010 tarihleri arasında raporlu olduğunu, 2008 yılında 27 gün çalıştığını, 2009 yılında hiç çalışmadığını, 2010 yılında ise toplamda 8 ay 2 gün çalıştığını, iş sözleşmesinin bu nedenle geçerli sebeble feshedildiğini, ihbar süresinin kullandırıldığını, koşulları oluşmadığından yıllık izin ücretinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, 28.12.2012 tarihli oturumda davacının hak kazanacağı kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının miktarının tespiti için bilirkişiye tevdiine karar verilerek, davacı vekiline 35,00 TL talimat masrafı ile 250,00 TL bilirkişi ücretini yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre ihtaratına rağmen davacı tarafından masrafların yatırılmadığı, davacı vekilinin karar oturumunda; müvekkilinin ücreti yatırdığını kendisine söylediğini, ücreti yatırması için yeniden süre talep ettiğini beyan ettiği, davacı tarafın kesin süreye riayet etmediği ve davanın mevcut deliller itibariyle kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kesin süreye riayetsizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar,yasal süresi içinde, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre,davacının yaptığı iş konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin hesablanmasında gerekli olan ücrete ve çalışma süresine ait Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile işyeri belgelerinin dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 275. maddesinde “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.” düzenlemesi yapılmışken 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanın 12.01.2011 kabul tarihli ve 6100 sayılı “Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesinde 1086 sayılı kanundaki düzenlemeye parelel olarak bilirkişiye başvurulacak haller düzenlenmiştir. Maddeye göre “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” düzenlemesi getirilmiştir.
Mahkemece, kesin süreye rağmen bilirkişi ücreti yatırılmadığından davanın mevcut deliller itibariyle ıspatlanamadığı gerekçesiyle davanın kesin süreye riayetsizlikten reddine karar verilmiş ise de, iş sözleşmesinin işverence geçerli nedenle feshedildiği ve davacının yaptığı iş konularında uyuşmazlık bulunmadığı ortadadır. Tazminat ve alacakların hesaplanmasında esas olacak çalışma süresi ve ücrete dair belgelerde dosyaya sunulmuştur. Dava konusunun kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı olduğu dikkate alındığında, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler bilirkişi incelemesini geretirmeksizin Hakim tarafından tesbit edilebilecek nitelikteki alacaklardır. Hal böyle olunca, ortada çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir durum olmadığı dikkate alındığında, mahkemece, dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.