Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/14015 E. 2014/18236 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14015
KARAR NO : 2014/18236
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2013
NUMARASI : 2012/315-2013/315

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 29.05.2006- 23.02.2012 tarihleri arası kaporta-boya ustası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, davacının yıllık izinlerini kullanmadığını ücretinin de ödenmediğini, iş sözleşmesinin haksız feshedilmesi sebebi ile kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, davacının ulusal bayramların tamamında çalıştığını, davalı işyerinde prim uygulamasının bulunduğunu, davacının ücretinin 1.030,00 TL olduğunu aldığı primlerle bu ücretin 1.500,00 TL’yi bulduğunu beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 05.09.2006-22.02.2012 tarihleri arasında kaporta-boya işçisi olarak çalıştığını, davacının 22.02.2012 tarihinde özel bir işinin olduğunu söyleyerek işten ayrıldığını, davacının işe gelmemesi nedeni ile 15.03.2012 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının brüt 891,00 TL, net 737,60 TL ücret aldığını, aylık 150,00 TL yemek ücreti ödendiğini, Ekim 2011 ayından itibaren prim sistemine geçildiğini, davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ettiği gün işyerine gelmediğini, davacı ve beraberindeki üç arkadaşının 22.02.2012 günü işyerini çeşitli bahanelerle terk ettiğini, daha sonra işverene telgraf çektiklerini, davacının davalı şirketten herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının ücret alacaklarının zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, genel tatil ücreti alacaklarının kabulüne, yıllık ücretli izin alacağının reddine karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı nedene dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda Da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır.
Davacının 05.09.2006-23.02.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde kaporta-boya ustası olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın davalı tarafından 23.02.2012 tarihinde feshedildiğini ileri sürdüğü, davalı işverenliğinse davacının 23.02.2012 günü ve sonrasında mazeretsiz olarak işe gelmediğini, ihtarname göndermelerine rağmen işe başlamadığını bu nedenle davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunduğu, mahkemece davalının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispat edemediği değerlendirilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda mahkemece dinlenen tanıkların, davacının geç ödenen ücretlerini talep etmesi üzerine işverenin “işine gelen çalışır işine gelmeyen çeker gider” dediğini belirttiği, bunun üzerine davacı işçinin ihtarname keşide ederek davalıdan işçilik alacaklarını talep ettiği, yapılan yargılama sonunda davacının ücret alacaklarına hükmedilmesine göre tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının iş sözleşmesini ücretlerinin ödenmediğinden bahisle haklı nedenle feshettiği anlaşılmış olup, mahkemece ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
3-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı işçi primle birlikte aylık net 1.500,00 TL ücret aldığını iddia etmiş, davalı taraf davacının brüt 891,00 TL ücretle çalıştığını savunmuştur. Davacıya ait imzasız 2012 Şubat ayı bordrosunda ücretin brüt 891,00 TL olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre davacının en son aylık brüt 1.897,11 TL ücret aldığı, kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davacının ücreti mahkemece yeterli araştırma yapılmaksızın tespit edildiği anlaşılmasına göre yukarıda açıklanan şekilde emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
4-Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının haftaiçi beş gün 08:00-18:30 saatleri arasında ve bir Cumartesi 08:00-15:00 bir Cumartesi 08:00-17:00 saatleri arasında ara dinlenmeler dikkate alınarak haftada altı saat fazla çalışma yaptığının kabul edildiği ancak Dairemizin 2013/14976 ve 2013/14163 esas sayılı dosyalarında emsal işçilerin fazla mesai ücretlerinin tanık beyanlarına göre hafta içi beş gün 08:30-18:30 saatleri arası ve Cumartesi günü 08:30-15:00 arası ara dinlenmeler sonrası haftada üçbuçuk saat fazla çalışma yapıldığı kabulüne göre hesaplandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca dosya içeriği ve emsal dosyalar değerlendirilerek davacının haftada üçbuçuk saat fazla mesai yaptığı kabul edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.