Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13750 E. 2014/16201 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13750
KARAR NO : 2014/16201
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : Kütahya İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/12-2013/118

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma alacağını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin görev yerinde dört kez uyurken yakalanması üzerine haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.İş sözleşmesinin, işçinin kendi isteği ile veya işini savsaması sonucu işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi sebebiyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 II- ( ı ) bendinde, işçinin isteği ile ya da işini ihmal etmesi sonucu işyerindeki işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi hali işverenin haklı fesih sebepleri arasında gösterilmiştir.
İş güvenliği hükümleri, işçi sağlığı ve güvenliğini korumaya yönelik titizlikle uyulması gereken kurallardır. Bu konuda işverenin alması gereken tedbirlerin yanında işçinin de yükümlülükleri vardır. İşçinin kasıtlı bir davranışı ya da görevini savsaması sonucu işin güvenliği yönünden bir tehlike belirirse, işverenin derhal haklı sebeple fesih hakkı ortaya çıkar. İşçinin bu konuda uyarılması veya hatırlatmada bulunulmasına gerek olmadığı gibi, bu konuda belli bir zararın ortaya çıkmış olması da gerekmez.Somut olayda; davalı işveren işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, görev yerinde farklı tarihlerde dört kez uyurken yakalanması sonucunda tazminatsız olarak feshedildiği ve uyuma eylemlerinin tutanağa bağlandığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren yönünden haklı fesih sebebi bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Ancak davalı işveren işyerinde feshe yetkili makamın işveren mi yoksa disiplin kurulu mu olduğu dosya kapsamı ile denetlenememektedir. Mahkemece; davalı işverenden varsa disiplin ve personel yönetmeliği celp edilmeli, feshe yetkili makamın işveren olduğunun anlaşılması halinde kıdem ve ihbar tazminatı talepleri reddedilmeli; disiplin kurulu olduğunun anlaşılması halinde ise, karar disiplin kurulunundan geçirilmediğinden şimdiki gibi anılan alacakların kabulüne karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Davacı işçinin fazla çalışma alacağının hesaplanması hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacının fazla çalışma talebi işe giriş çıkış kayıtları ile bölge çalışma müdürlüğünce yapılan tespitlere göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Ancak fazla çalışma hesabının dosya kapsamına ve Yargıtay uygulamasına uygun düşmediği anlaşılmaktadır. İşyerinde yirmidört saat çalışılan günlerde Hukuk Genel Kurulunun kabulü gereği günlük fiili çalışma süresi en fazla ondört saat olabilir. Günlük onbir saati aşan çalışmaların da her halükarda fazla çalışma kabul edildiği anlaşılmakla, davacının yirmidört saat çalıştığı günler için günde üç saat fazla çalışma yaptığı sonucuna varılmaktadır. Yirmidört saat çalışma ve kırksekiz saat dinlenme esasına göre çalışma yapılan dönemlerde, çalışılan günler için günde üç saat fazla çalışma hesaplanmalıdır. Diğer çalışma dönemleri yönünden de davacının günde üç saat fazla çalışma yaptığının kabulü, dosya içeriğine ve dosyadaki delil durumuna daha uygun düşecektir. Ancak fazla çalışma sürelerinin bozma öncesine göre daha fazla çıkması halinde davacı tarafından bozmadan önceki hesaplamaya itiraz edilmemiş olduğundan; davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu da gözönünde bulundurularak sonuca gidilmelidir. Yanılgılı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Davacının ücretlerinin banka kanalı ile ödendiği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut imzasız bordrolarda fazla çalışma tahakkuk ettirildiği görülmektedir. Mahkemece, banka kayıtları celp edilerek bordrolarda tahakkuk ettirilen ücret miktarları ile karşılaştırılıp, fazla çalışma ücretlerinin ödenip ödenmediği tespit edilmelidir. Ödeme yapıldığının anlaşılması halinde ise, ödenen miktarlar hesaplanan miktardan mahsup edilmelidir. Eksik inceleme ile verilen karar hatalı olup kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
5.Mahkemece, davacının fazla çalışma alacağı bölge çalışma müdürlüğünce yapılan tespitlere göre hesaplanıp hüküm altına alındığından, hesaplanan miktardan takdiri indirim yapılmamıştır. Ancak, bölge çalışma müdürlüğünce yapılan tespitlerin de şahit anlatımına dayandığı hallerde takdiri indirim yapılmalıdır. Bu yön gözetilmeden hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.