Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13698 E. 2013/15218 K. 21.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13698
KARAR NO : 2013/15218
KARAR TARİHİ : 21.06.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, sendika aidatı alacağın ait oldukları (kesildikleri) aylardan bir ay sonra başlayacak (2821 s.k.61 maddesi ve toplu iş sözleşmeleri gereğince) en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı … Başkanlığında müvekkili Belediye-İş Sendikasının yıllardır örgütlü olduğu ve üyelerinin çalıştığı işyeri olduğunu, davalı bünyesinde çalışan ve müvekkili sendikaya üye olan işçilerin Sendika tüzüğüne göre sendika üyelik aidatı ödemesi gerektiğini, sendika üyesi işçilerin ücretlerinden keseceği aidatları 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca adına kesinti yaptığı sendikaya göndermek zorunda olduğunu, bu hususun toplu iş sözleşmesinde de hüküm altına alındığı, ancak davalı işverenin kestiği aidatları ödemediğini iddia ederek sendika aidatı alacağın ait oldukları aylardan bir ay sonra başlayacak en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; 2821 sayılı Kanun’un 61/1. maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve sendikanın banka hesap numarasını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatını kesilmesini ve sendikanın banka hesabına yatırmasını istemesi gerektiğini, oysa davacı sendikanın üyesi olan işçilerin listesini davalı işverene göndermediğini, toplu iş sözleşmelerinde belirtilen ödeme tarihine göre faiz isteminde bulunulamayacağını ve bu durumda işlemiş faiz alacağı hesabının hatalı olacağını, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, davacı sendikanın üye listelerini davalı işverenliğe göndermediğinin mevcut delil durumu ile anlaşıldığı, bu sebeple davacı sendikanın 2821 sayılı Kanun gereği faiz isteme hakkı bulunmadığı, bununla beraber davacının, davalı tarafından davacıya ödenmek üzere kesinti yapılıp da davacı sendikaya ödenmeyen 411.697,17 TL aidat alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının faiz talep edip edemeyeceği ve faiz talep edebilecek ise faiz başlangıç tarihinin ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Kanun’un 23. maddesinde, “Faaliyeti durdurulmayan sendika ve konfederasyonlara üyelerince ödenecek aidatın miktarı tüzüklerinde belirtilir. İşçi sendikasına işçinin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, bir günlük çıplak ücretini geçemez. İşveren sendikasına işverenin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, işyerinde işçilere ödediği bir günlük çıplak ücretleri toplamını geçemez. Sendika tüzüklerine, üyelik aidatı dışında, üyelerden başka bir aidat alınacağına ilişkin hükümler konamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 61. maddesinde, “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur. Bu aidat dışında sendikaya ödenmek üzere bir kesintinin yapılması toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılamaz.
Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.” düzenlemesi yer almıştır.
Yine dava tarihinde yürürlükte bulunan 2822 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.”, aynı maddenin 4. fıkrasında da “Dayanışma aidatı miktarı, üyelik aidatının üçte ikisidir.” hükümleri yer almıştır.
Öte taraftan toplu iş sözleşmelerinin “Sendika Aidatı ve Çalışan İşçilerin Listesinin Verilmesi” başlıklı 12. maddesinde; işverenin 2821 sayılı Kanun’un 61. maddesi hükümlerine uygun olarak sendikaca bildirilecek üyelerden aidat keserek işçi aylık ücretlerinin ödendiği günü izleyen otuz gün içinde sendikanın bildireceği hesaba yatırmakla yükümlü olduğu aksi takdirde aidatları en yüksek işletme kredisi faiziyle birlikte ödemek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Yine toplu iş sözleşmelerinin 56. maddesinde ise işçilerin ücretlerinin hak kazanılan günü izleyen ilk iş günü ödeneceği belirtilmiştir.
Bütün bunlara ek olarak, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101. maddesinin 1. fıkrasında “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. ” İkinci fıkrasında ise “Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, 2821 sayılı Kanun’un 61/1. maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Kanun uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve sendikanın banka hesap numarasını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilerek ve bildirilen banka hesabına yatırılmasını istemesi gerekir.
Toplu iş sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmelidir. Bu konuda bir düzenlenme yoksa taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır. Bu sebeple bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda, davacı sendikanın her toplu iş sözleşmesi dönemi için yetki belgesine konu işletmede çalışan üyelerinin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve sendikanın banka hesap numarasını işverene bildirdiğine dair yazı ya da yazılar dosyada yer almamaktadır. Bu itibarla toplu iş sözleşmelerine göre belirlenen temerrüt tarihlerine göre faiz istenemese de temerrüdün gerçekleştiği dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz talep edilebilir. Mahkemece dava edilen tutar için dava tarihinden, ıslah ile artırılan tutar için ise ıslah tarihinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizine hükmedilmesi gerekirken faize ilişkin talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.