Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13687 E. 2014/15293 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13687
KARAR NO : 2014/15293
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2012/378-2013/228

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü” başlıklı 29. maddesinde yer alan “Taraflar, dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadır” hükmü ile “Taraflar, davanın dayanağı olan vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir biçimde yapmakla yükümlüdürler” hükmü gereğince tarafların doğruyu söyleme yükümlülüğü altında bulunmasına rağmen, davacı vekilinin, dava dilekçesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini belirttiği, ancak temyiz dilekçesinde ise müvekkilinin işi bırakmak zorunda kaldığını belirttiği ve bu suretle davacı vekilinin yukarıda izah edilen “Dürüst davranma ve doğruyu söyleme yükümlülüğü”ne kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.
Somut olayda, mahkemece, fazla mesai alacağı isteminin reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Davacı tanıklarından Ali, davacının 15:00 ilâ 08:00 saatleri arasında çalıştığını, davacı tanığı Murat ise davacının 16:00 ilâ 08:00 saatleri arasında çalıştığını ancak aynı gün tekrar çalışılmadığını, davalı tanığı Özkan, davacının 07:00 ilâ 16:00 saatleri arasında çalıştığını, diğer davalı tanığı Zülali’de üç vardiya halinde çalışıldığını beyan etmiştir. Bu anlamda, tanık beyanları çelişkili olduğu gibi hüküm kurmaya elverişli değildir. Şu halde, mahkemece, tanıklar yeniden dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.