Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13561 E. 2014/15836 K. 04.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13561
KARAR NO : 2014/15836
KARAR TARİHİ : 04.06.2014

MAHKEMESİ : Gebze 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2011/311-2013/255

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davacının, davalıya ait işyerinde 01.03.2003-31.10.2011 tarihleri arasında kesintili olarak en son net 1.340,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesini sigorta primlerinin eksik ödendiği ve bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle haklı olarak feshedildiğini, işçilik alacak ve tazminat alacağı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının davalıya ait işyerinde 01.06.2004-01.07.2004, 25.03.2005-01.09.2006, 07.11.2006-01.11.2011 tarihleri arasında çalıştığı, ücretinin aylık net 1.340,00 TL olduğu, fazla mesai çalışması yaptığı, hafta tatili ve resmi bayram tatillerinde çalıştığı, ancak ücretlerin ödenmediği, bu nedenle iş akdini haklı olarak feshettiği, yıllık izin ücreti alacağı olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
İşçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı olup olmadığı ve bu alacaklardan indirim yapılması gerekip gerekmediği, hesaplamalara esas alınan ücretin doğru olup olmadığı, faiz başlangıçlarının doğru uygulanıp uygulanmadığı ve kararın gerekçesi ile kısa karar arasında çelişki bulunup bulunmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 297/2. maddesince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, davacının ücretinin 1.340,00 TL net olduğu gerekçede belirtilmesine rağmen hükümde bilirkişi raporunda işyeri ücret bordrolarına göre belirlenen ücrete göre yapılan hesaplamaya göre karar verilerek çelişki oluşturulması hatalı olmuştur.
2-Davacının, 1.340,00 TL net ücretle çalıştığını ileri sürdüğü, davalının işyeri kayıtlarında görülen ücretle çalıştığını iddia ettiği, 2011 yılı 6. ayı ile 11. ayı arasındaki imzalı ücret bordrolarında 837,00 TL/brüt ve asgari geçim indirimi hariç 599,21 TL/net olmak üzere asgari ücretle çalıştığının görüldüğü, tanıkların ücret konusunda beyanda bulunmadıkları, Gebze Esnaf ve Sanatkarlar odasınca, muhasebecide satın alma, sevkiyat ve ön muhasebe elemanı olarak çalışan bir işçinin ücretinin 2011 yılı İçin 1.150,00 TL/net olduğunun bildirildiği, mahkemece, imzalı ücret bordrolarına göre davacının 837,00TL/brüt ve 599,21TL/net ücretle çalıştığının kabul edildiği anlaşılmıştır. Tarafların ücret konusunda uyuşmadıkları, ücret bordroları ile Gebze Esnaf ve Sanatkarlar odasınca bildirilen ücret miktarının birbiriyle çeliştiği dikkate alındığında, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından (meslek odasından) emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3-Mahkemece, tanık beyanlarının bir bütün olarak değerlendirildiği belirtilerek, davacının, haftanın 6 günü, 08:00-18:00 saatleri arası günlük 10 saat çalıştığı, 1 saat ara dinlenmesinin düşülmesiyle günlük 9 saat, haftalık 54 saat çalıştığı, haftalık 9 saat fazla çalışma yaptığı, ayrıca yılın 9 ayında akşam 18:00’den sonra 23:00’a kadar günlük 5 saatten haftada 30 saat fazla çalışma yaptığı, buna göre davacının, yılın 3 avında haftada 9 saat, kalan dokuz avında ise haftada 39 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiş ise de, davacı ile birlikte çalıştığını beyan eden davacı tanığı İbrahim Kayanın işyerinde davacı ile birlikte çalıştığı süre tesbit edilerek bu sürelerde fazla çalışma yapıldığının ispatlandığı, diğer sürelerde fazla çalışma yapıldığının ıspatlanamadığı kabul edilmeli ve fazla çalışma ücreti buna göre hesaplanmalıdır. Ayrıca, davacının haftada 6 gün 08-18 saatleri arasında çalıştığı, 3 gün ortalama 21.00’a kadar çalıştığı kabul edilerek bu üç gün için 1,5 saat ara dinlenmesi düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.
4-Hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması halinde Dairemizce son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Somut olayda bu alacaklar uzun süre için hesaplanmıştır. Hal böyle olunca bu alacaklardan indirim yapılarak karar verilmesi gerekirdi.
Ayrıca, davacı ile birlikte çalıştığını beyan eden davacı tanığı İ. K.’nın işyerinde davacı ile birlikte çalıştığı süre tesbit edilerek,bu sürelerde hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarının ıspat edildiği kabul edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
5-Davacının hak ve alacaklarının tebliğden itibaren üç gün içinde ödenmesi için Gebze 1 Noterliğinin 31.10.2011 tarih ve .Yevmiye no’lu ihtarname gönderdiği, ihtarnamenin davalıya 01.11.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 05.11.2011 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmış olup, kıdem tazminatı dışındaki alacaklar için temerrüd tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.