Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13554 E. 2014/17098 K. 12.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13554
KARAR NO : 2014/17098
KARAR TARİHİ : 12.06.2014

MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2011/702-2013/115

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde çırak olarak çalıştığını, davalı tarafından hakaret edilerek işten çıkarıldığını, ödenmeyen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/ı. maddesine göre 507 Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu’nun 2. maddesinin tarifine uygun otuziki işçinin çalıştığı işyerlerinde iş kanununun uygulanmaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, şahit beyanı dikkate alınarak işyerinde davalı ile birlikte toplam dört kişi çalıştığının kabulü ve sigorta dosyası da nazara alınarak 507 sayılı Kanun kapsamında değil, 4857 sayılı Kanun kapsamında olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1. fıkrasının 1 bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu’nun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz.
507 sayılı Kanun’un 2. maddesinde “İster gezici olsun ister bir dükkan veya bir sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar ticari sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer ve gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icap ettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısıyla ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmeyen, ayni niteliğe (sermaye unsuru olsun olmasına) sahip olmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet, meslek ve küçük sanat sahipleriyle bunların yanında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin 1. maddede belirtilen amaçlarla kuracakları dernekler bu kanun hükümlerine tabidir” denilmektedir.
507 sayılı Kanun 21.06.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5362 Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 76. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin 2. cümlesi ile diğer kanunların 507 sayılı kanuna yaptıkları atıfların 5362 sayılı Kanun’a yapılmış sayılacağı da açıklanmıştır. Bu durumda 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinde 507 sayılı kanuna yapılan atıf, 5362 sayılı Kanun’a yapılmış sayılmalıdır. Bahsi geçen yeni kanuni düzenlemede esnaf ve sanatkâr tanımı değiştirilmiştir. Yeni Kanun’un 3. maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseleri olarak belirtilmiştir. 507 sayılı Kanun’da yazılı olan “geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin” sözcükleri yeni kanunda yer verilmemiştir. Yeni kanunun düzenlemesi karşısında artık 21.06.2005 tarihinden sonra 4857 sayılı Kanun’un kapsamını belirlerken, “geçimini münhasıran bu işten sağlama” ölçütü dikkate alınmamalıdır.
5362 sayılı Kanun’un 3. maddesinde belirtilen esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde 4857 sayılı Kanun’un 4/ı. bendi uyarınca, üç kişinin çalışması halinde bu işyeri iş kanunun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri İş Kanununa tabidir.
Dosya içeriğine göre, davacının 20.08.2005-15.05.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çırak olarak çalıştığı, 16.05.2011 tarihinde davalı ile aralarında yaşanan tartışma sonucu işyerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, söz konusu fesih tarihinde davalıya ait işyerinde kaç kişi çalışıldığı, davalının çalışıp çalışmadığı işyeri kayıt ve belgeleri ile Sosyal Güvenlik Kurumundan araştırılmadan sadece şahit anlatımlarına dayalı olarak sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerekirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.