Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13478 E. 2014/15888 K. 04.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13478
KARAR NO : 2014/15888
KARAR TARİHİ : 04.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/03/2013
NUMARASI : 2011/715-2013/26

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin K.. B..nde 19.07.1997-15.06.1999 tarihleri arasında çalıştıktan sonra K.. B..ne asıl işveren sıfatıyla alacak davası açtığını, İzmir 8. İş Mahkemesinin 05.11.2007 tarihli ve 230-487 sayılı ilamı ile müvekkili lehine karar verilerek ihbar ve kıdem tazminatlarını faizi ile birlikte tahsil ettiğini, müvekkilinin temizlik işçisi olarak 15.06.1999 tarihinden sonra da çalışmasına emekli olduğu 05.07.2011 tarihine kadar devam ettiğini, emeklilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshi üzerine kıdem tazminatının ödendiğini, ancak ödemenin noksan olduğunu, kullanmadığı izinlerine ilişkin alacaklarının da ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı ile izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, kayıtları üzerinde yaptıkları incelemede davacının müvekkili belediye işçisi olmadığını, son çalıştığı işverenin K. Ltd. Şti. olduğunu tespit ettiklerini ve bu şirketin ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğunu, belediyenin sorumluluk sınırında bulunan temizlik işleri için ihale yöntemi ile hizmet alımı yapıldığını, davacı ve bir kısım işçilerin söz konusu bu işleri üstlenen firmalarda çalıştıklarını, bu firmalarla müvekkili belediye arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığı gibi çalışanlarla da hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunmadığını, dolayısıyla davacının iddia ve taleplerinden sorumluluklarının da söz konusu edilemeyeceğini bu itibarla davacının kıdem tazminatı ve izin ücreti alacağına ilişkin taleplerini kabul etmediklerini ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Katılan K. şirketi vekili, davacının 31.12.2005-05.07.2011 tarihleri arasındaki süreye ilişkin kıdem tazminatının 05.07.2011 tarihinde 16.103,04 TL, 05.01.2001 31.12.2005 tarihleri arasındaki süreye ait olarak da 5.418,37 TL kıdem tazminatı ödendiğini açıklamıştır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshettiği, bakiye izin ve kıdem tazminatı alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflara arasında davacının kıdem tazminatının ödenip ödenmediği ile yıllık izinlerinin kullandırılıp kullandırılmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 05.01.2001-31.12.2005 çalışma dönemi karşılığında 5.418,37 TL net kıdem tazminatı tahakkuk ettirilerek 31.12.2005 tarihi itibariyle ödendiği, daha sonra, 05.01.2001- 05.07.2011 çalışma dönemi karşılığında 28.648,40 TL brüt kıdem tazminatı tahakkuk ettirildiği, bu tutardan daha önce ödenen 5.418,37 TL net tutar ile 7.020,00 TL net faiz tutarı mahsup edildikten sonra davacıya 16.103,04 TL net kıdem tazminatı ödendiği belirlenerek kıdem tazminatı hesaplanmıştır.
Yine aynı raporda, izin ücreti bordrosunda davacının on hizmet yılına karşılık 202 gün izne hak kazandığı tespit edilmesine rağmen davacının 12 yıl, 18 gün hizmet yılı olduğu ve bakiye 28 gün izin hakkı olduğu tespit edilerek yıllık izin ücreti hesaplanmıştır.
Dosya kapsamında davacı tarafından delil olarak gösterilen İzmir 8. İş Mahkemesinin 2007/231 esas ve 2007/487 karar sayılı dosyası bulunmaktadır. Bu dosyada davacının 02.10.1997-15.06.1999 tarihleri arasındaki döneme ilişkin kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır. Bu dosya içinde ise davacının dava dışı alt işveren Konbel şirketi nezdinde 17.06.1999-31.12.2000 tarihleri arasındaki çalışmasına ilişkin kıdem tazminatı ödeme bordrosu ile ibraname bulunduğu görülmektedir. Bu belgelerin ise bilirkişi ve mahkemece değerlendirilmediği görülmektedir. Belirtilen çalışma dönemi, bu davanın da konusunu oluşturduğundan söz konusu kıdem tazminatı ödeme bordrosu ile ibranamenin davacıya gösterilerek diyecekleri sorulduktan sonra mahkemece tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun yapılmayarak eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.
3-Bilindiği üzere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Kanun’un kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesinin 4. ve 5. fıkrası kapsamında yer alan hallerden biriyle iş sözleşmesinin sona ermesi halinde faiz başlangıç tarihi, bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödemeye hak kazandığının ya da 506 sayılı Kanun’un 60. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanun’un geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamladığının işçi tarafından işverene belgelendirilerek bildirildiği tarihtir.
Somut olayda 05.07.2011 tarihinde davacının emeklilik sebebiyle işten ayrıldığı ve kıdem tazminatına hak kazandığı konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık faiz başlangıç tarihine ilişkindir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında dosya kapsamında yer alan Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından katılan şirkete hitaben davacının yaşlılık aylığı için gerekli şartları taşıdığına ve kıdem tazminatına hak kazandığına dair yazılan yazının akıbeti araştırılarak faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile 05.07.2011 tarihinden itibaren faize karar verilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi