Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13412 E. 2014/24269 K. 17.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13412
KARAR NO : 2014/24269
KARAR TARİHİ : 17.09.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/377-2013/230

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının davalı işverene ait iş yerinde 04.05.2007-06.02.2012 tarihleri arasında iş sözleşmesine dayalı olarak çalıştığını, 06.02.2012 tarihinde doğum iznine ayrıldığını, izin bitiminde işe başlamak isteyen müvekkiline işverenin “senin yerin doldu, artık çalışamazsın” diyerek işe başlatmadıklarını, davacının işe başlamak için işverenle yaptığı şifai görüşmelerin ve Afyonkarahisar 5. Noterliğinin 24.05.2012/04721 sayılı ihtarnamesinin sonuçsuz kaldığını, doğum izninden sonra işe başlamak isteyen davacının işe başlatılmadığını beyanla, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının doğum izninin bitiminde işe başlamadığını, işe başlamayan davacıya işe başlaması için 01.06.2012 tarihli yazının gönderildiğini, anılı yazının 04.06.2012 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, ancak davacının işe başlamadığını, davalı şirketin de haklı olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II(g) maddesi uyarınca davacının iş sözleşmesini sonlandırdığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin nasıl feshedildiği hususu ihtilaf konusu olup, davacı doğum iznine ayrıldığını, izin bitiminde işe başlatılmadığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı işveren ise doğum izninin bitiminde işe başlamayan davacıya yazı gönderildiğini ancak davacının işe başlamadığını bu nedenle iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25/II-g. maddesi uyarınca haklı olarak feshedildiğini savunmuştur.
Somut olayda davacı taraf, 24.05.2012 tarihi ihtarname ile doğum izninin bittiği 28.05.2012 tarihinde işe başlatılmasını istemiş, anılı ihtarname davalı şirkete 25.05.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı taraf ise 01.06.2012 tarihi yazı ile davacının doğum izninin

bitimi olan 23.05.2012 tarihinde işe başlaması gerektiği halde işe başlamadığını belirterek yazının tebliğinden itibaren üç gün içerisinde işe başlamasını, aksi halde iş sözleşmesinin ihbarsız ve tazminatsız olarak feshedileceğini bildirmiş, söz konusu ihtarname davacıya 04.06.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı şahitleri iş sözleşmesinin nasıl sona erdiğini bilmediklerini, davalı şahitleri ise davacının doğum izni bittikten sonra işyerine geldiğini ancak işbaşı yapmayarak işyerinden ayrıldığını daha sonra da işe gelmediğini beyan etmişlerdir. Davacı 24.05.2012 tarihli ihtarname ile işe başlama talebinde bulunmuş ise de davalının 01.06.2012 tarihli işe davet ihtarına rağmen işe başlamamış, işe başlamamasını gerektirecek haklı bir sebep de ileri sürmemiştir. Bu durumda davacının işe başlama iradesinin samimi olmadığı, davacının iş sözleşmesinin haklı bir mazerete dayanmaksızın devamsızlık yapması sebebiyle işveren tarafından haklı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. İş sözleşmesi haklı olarak feshedilen davacı işçi ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamaz. Bu sebeple davacı işçinin ihbar ve kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.