Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13397 E. 2014/17056 K. 12.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13397
KARAR NO : 2014/17056
KARAR TARİHİ : 12.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2013
NUMARASI : 2008/779-2013/138

Hüküm süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait. plaka sayılı minibüste 1995 yılında çalışmaya başladığını, 01.04.2008 tarihinde herhangi bir sebep olmaksızın iş sözleşmesinin feshedildiğini günlük ücretinin 80,00 TL olduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretinin ödenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, müvekkilinin esnaf statüsünde bulunduğunu, bu sebeple iş mahkemelerinin görevli olmadığını, davacının çalıştığını belirttiği minibüste üçten fazla çalışan bulunmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman tacir statüsünü kazanacak şekilde gelir elde etmediğini, davacının kendisine ait bağ-kur kaydının bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini savumuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının 01.01.2003 tarihinden önceki çalışmaları bakımından davalının esnaf niteliği taşıması sebebi ile mahkemenin görevsizliğine, 01.01.2003 tarihinden sonraki dönem bakımından ise, davalının bu tarihten sonra esnaf olmadığı kabul edilerek toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre iş mahkemelerinin görevi,
İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesidir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu’nun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. 507 sayılı Kanun, 5362 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin ikinci cümlesi ile diğer kanunların 507 sayılı Kanuna yaptıkları atıfların 5362 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı açıklanmıştır.
Esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri İş Kanununun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanuna tabi olacaktır.
Somut olayda; ilk döneme ilişkin davalı işverenin esnaf olması sebebi ile davanın görev bakımından reddine karar verilmesi yerinde ise de davalının iş kanunu kapsamında olduğunun kabul edildiği dönem itibariyle 507 ve 5362 sayılı kanunlar uyarınca esnaf olup olmadığı ve 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince iş kanununu kapsamında bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmadan dava konusu tazminat ve işçilik alacaklarının hüküm altına alınması hatalıdır. Anılan döneme ilişkin yeterli araştırma ve inceleme yapılarak davalının sözü edilen kanunlar uyarınca iş kanunu kapsamında bulunup bulunmadığı kuşkuya yer verilmeyecek şekilde belirlendikten sonra sonuca göre karar verilmedir. Eksik incelemeye dayalı karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.