Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13170 E. 2014/15940 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13170
KARAR NO : 2014/15940
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2013
NUMARASI : 2010/727-2013/97

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı işyerinde 13.11.2002 tarihinde çalışmaya başladığını, davalının 05.06.2008 tarihli taahhütnamesi ile şirket içi nakil yapılarak tüm kanuni hakları ile birlikte K.Petrol Turizm Deniz Nakliye ve K. Ticaret Sanayi A.Ş.’ne devredildiğini, yeni işyerinde iş başı yaptığını, ancak yeni işyerinde çalışırken bu işyeri tarafından tüzel kişiliğinin sona erdirilerek faaliyetlerinin bitirileceği için iş sözleşmesinin 19.09.2008 tarihinden itibaren feshedildiğini, buna karşı işe iade davası açtığını, işe iadesine dair verilen kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesince onandığını, işe iade kararının kesinleşmesinden sonra kanuni süre içerisinde işe iade için davalıya başvurduğunu, davalı vekilinin 20.07.2010 tarihli ihtarname ile işe iade talebinin kabul edildiğini, değişen ve gelişen işyerine yeniden adaptasyon konusunda yardımcı olunacağını ve gerekirse eğitim verileceğini belirterek iki gün içinde işe başlamasının gerektiğinin bildirildiğini, ancak işe başlamasının başka yeni şartlara bağlandığını, işveren tarafından teklif edilen işin başka bir iş olduğunu ve başka şartlar taşıdığını, davalının asıl amacının kendisini işe başlatmak olmadığını belirterek işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretinin ve ihtarname masrafının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, 13.11.2002 tarihinde davalı K.A.Ş.’de forklift operatörü olarak işe giren davacının 01.09.2005 tarihinden itibaren ekipman yakıt takip elemanı olarak çalışmaya devam ettiğini ve davacının iş sözleşmesinin, davacının bilgisi ve yazılı onayı çerçevesinde 06.06.2008 tarihinde davadışı K.Petrol Turizm Deniz Nakliye ve K. Tic. San. A.Ş.’ne devredildiğini, kesinleşen işe iade kararının tebliği üzerine davacının işe iade başvurusunda bulunduğunu, davacının işe iade başvurusunun kabul edilerek karşı ihtarname gönderildiğini, karşı ihtarnamenin davacıya 23.07.2010, davacı vekiline 22.07.2010 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davacının işe başlamadığını, davacının işe başlamasının yeni şartlara bağlanmadığını, tanınan 2 günlük işe başlama süresinin makul ve uygun bir süre olduğunu, ancak davacının işe başlamadığını, işe iade başvurusundan sonra davacıya teklif edilen görevin önceki görevine göre daha etkin ve yüksek konumda olduğunu, davacının işe iade için noterden yaptığı ihtarname masrafını dava konusu edemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur.
İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun’un 21. maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir.
İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
Dosya içeriğine göre, davacı işçinin, davalı işverene ait tesislerde “ekipman yakıt takip elemanı” olarak görev yaptığı, iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açtığı dava neticesinde mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiği, temyiz edilen kararın denetimden geçerek onandığı ve davacının süresinde işe başlama başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı işverence ise, gönderilen ihtarname ile davacının işe iade başvurusunun kabul edildiği belirtilerek, olması gereken ücret üzerinden liman içi hizmetlerde çalıştırılacağı, değişen ve gelişen iş yerine adaptasyon konusunda kendisine yardımcı olunacağı, gerekirse eğitim verileceği ve 2 gün içinde işe başlaması için işe davet edilmiştir. Davacı ise, işverenin davet ettiği işe başlamamamıştır.
Mahkemece, davacının savunmasına itibar edilerek davalının işe başlaması için davet ettiği davacı işçiye önerdiği işin ancak eğitim ile başarabileceği yeni ve farklı bir iş olduğu gerekçesi ile davalının işe davetinde samimi olmadığına karar verilmiş ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının geçersiz sayılan fesih öncesi çalıştığı işin kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı işveren tarafından, işyerinde meydana gelen değişiklik üzerine zorunluluk sebebiyle davacı işçinin özelliğine, kıdemine ve önceki işine en uygun işe davet etmiş, davacıyı başka yerde çalıştırma imkanı bulunmayan işverenin daveti ise davacı işçi tarafından kabul edilmemiştir. Bu durumda davacının sadece boşta geçen süre ile ilgili ücreti hak edebileceği dikkate alınarak işe başlatmama tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı işe başlama talebi ile ilgili noter giderlerini davalıdan talep etmiş, bu yöndeki istek mahkemece kabul edilmiştir. İşe başlama talebinin noter vasıtasıyla yapılacağı konusunda bir zorunluluk bulunmaması nedeniyle bu ilişkin giderin işverenden talep edilmesi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.