Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13169 E. 2014/15939 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13169
KARAR NO : 2014/15939
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2010/484-2013/205

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 21.02.2007 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin feshedildiği 13.11.2009 tarihine kadar çalıştığını, sözkonusu feshin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işyerinde iş kurallarına aykırı uygunsuz hal ve hareketlerde bulunması üzerine iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, alacaklarının ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği hususunun işveren tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı sebepe dayanıp dayanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Dosya içeriğine göre, ustabaşı olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, işverence 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin II. fıkrası d. ve ı. bendi gereğince tazminatsız olarak feshedilmiştir. Delil durumuna göre, davacı işçinin araç test sürüşü yaparken kaza yaptığı, ayrıca işyerinde çalışan başka bir işçi ile aralarında tartışma olduğu hususları sabittir. 26.10.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak davacının kusurlu olduğunu belirten kaza tespit tutanağı dışında belge bulunmadığı ayrıca işveren tarafından meydana gelen hasarla ilgili bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacının işyerinde çalışan başka bir işçi ile aralarında geçen tatışma ile ilgili olarak düzenlenen tutanakta küfür ettiği belirtilmiş olup, davacının alınan savunmasında bu durumu kabul ettiği gibi şahit anlatımlarıyla da sabittir. İşveren tarafından süresi içersinde iş sözleşmesi feshedilmiştir. Davacının, işverenin diğer çalışanına küfür etmesi şeklindeki davranışı sataşma niteliğindedir. İş sözleşmesinin feshi haklı sebebe dayanmaktadır. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hatalı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.