Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/13167 E. 2014/15938 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13167
KARAR NO : 2014/15938
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 15/03/2013
NUMARASI : 2012/386-2013/233

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 01.04.2000 tarihinden iş sözleşmesinin emeklilik suretiyle sona erdirildiği 01.06.2012 tarihine kadar davalı şirket bünyesinde muhasebe elemanı olarak çalıştığını, alacaklarının ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık yapması üzerine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-g. bendi uyarınca haklı sebeple feshedildiğini, kıdem tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil çalışması talepleri açısından davanın mutlak surette reddinin gerektiğini belirterek davacının ondört günlük ücretli izin hakkı haricindeki diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle sona erdiği, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafın davasını ıslah etmesine rağmen, ıslah dilekçesinin süresi içinde verilmemesi sebebiyle dava dilekçesindeki talepleri üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık, mahkemece davayı ıslah etmesi için davacıya verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre de davacının ıslah işleminin süresinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulun 16.03.2005 tarihli 2005/13-97 esas, 2005/150 karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; bilindiği üzere, ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine imkan tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. ve ardından gelen maddelerinde ıslah kurumu ayrıntılı şekilde düzenlenmiş; 176. maddede, davanın her iki tarafının da, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurulabileceği; 177. maddede, ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği belirtilmiştir. Sonraki hükümler, ıslahın şekline ve sonuçlarına ilişkin düzenlemeleri içermektedir.
Mahkemece davacı vekiline 07.02.2013 tarihli celsede “Davacı vekiline ıslah yapacaksa ıslah dilekçesini vermesi, harcını yatırması ve karşı tarafa ıslah dilekçesini tebliğe çıkartması için 2 hafta kesin süre verilmesine, bu süre içinde ara kararını yerine getirmediği taktirde ıslah yapmaktan sarfı nazar etmiş sayılacağı ve mevcut duruma göre karar verileceği hususunun ihtarına, (ihtarat yapıldı), şeklindeki ara karar ile kesin süre verilmiştir. Ancak davacı tarafça dava dilekçesinin ıslah edileceğine dair sözlü beyanda bulunulmadığı halde mahkemece ıslah için süre verilmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 24. maddesinde düzenlenen tasarruf ilkesine uygun değildir. Yukarıda açıklandığı üzere davacının sonradan verdiği ıslah dilekçesinin de verilen süreden sonra ibraz edildiği gerekçesiyle dikkate alınmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.