Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/12938 E. 2014/8220 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12938
KARAR NO : 2014/8220
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Konya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/518-2013/65

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesi geçersiz sebeple feshedilen ve bu sebeple feshin geçersizliği ve işe iade davası açan davacı işçinin, protokol gereği feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası işe başlatılmadığını belirterek, işe başlatmama tazminatının ve işe başlatmama tarihine göre fark kıdem tazminatının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, feshin geçersizliği ve işe iade ile ilgili davanın kesinleştiğini ve kesin hüküm bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Bozmadan Önceki Karar:
Mahkemece, 12.07.2012 tarih 2011/203 esas, 2012/447 karar sayılı ilamı davacının fark kıdem tazminatı isteminin reddine, işe başlatmama tazminatı isteminin ise kabulüne karar verilmiştir.
Bozma:
Karar kanuni süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 19.10.2012 tarih ve 2012/23247 esas, 2012/23453 karar sayılı ilamı ile davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, davacının temyiz itirazları yönünden ise; mahkemece, işe başlatmama tazminatı isteminin kabulüne ilişkin karar yerindedir. Ancak, davacıya işten ayrılırken ödenen kıdem tazminatının yeterli olduğu ve davanın mahiyeti itibari ile fark kıdem tazminatı talebinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle, davacının işe başlatılmadığı tarihe göre fark kıdem tazminatı isteminin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Keza, işe başvuru ve başlatılma konusunda tarafların iradesi birleşmiştir. Artık burada temyiz edilmeyeceği kabul edilen ve kesinleşen feshin geçersizliği ve işe iade kararının kesinleşme şerhli ilamının tebliğinin ve başvurunun bu tebliğden itibaren aranmasının gereği yoktur. Zaten protokol gereği davalı işveren davacıyı işe davet etmiş, ancak işe başlatmamıştır. Başvuru ve işe davet protokol gereğince kararlaştırılmıştır. Bu durumda, işçinin işe başlatılmaması fesih niteliğinde olmakla, işverence gerçekleşen bu feshe bağlı olarak süre yönünden şartları mevcutsa kıdem tazminatı ödenmelidir. Hesaplamalar işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihindeki ücret ve kıdem tazminatı tavanı gözetilerek yapılmalıdır. İşçiye geçersiz sayılan fesih sırasında kıdem tazminatı ödenmişse, dört aylık boşta geçen süre ilavesiyle ve son ücrete göre yeniden hesaplama yapılmalı ve daha önce ödenenler mahsup edilerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde fark kıdem tazminatı isteminin reddine karar verilmesi hatalıdır ” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yukarıda tarih ve numarası gösterilen bozma kararı usul ve kanuna uygun bulunarak uyulmasına karar verilmiş ve 14.03.2013 tarih ve 2012/518 esas, 2013/65 karar sayılı ilam ile … “1-)l .613,00 TL net fark kıdem tazminatının 04/03/2011 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-)İşe başlatmama tazminatı konusunda daha önce verilen kararın Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
A) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
B) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
C) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
Ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alman avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
D) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
E) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu – 2007/14-778 E, 2007/611 K,). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu sebeple bozma kararından sonrada mahkemece 6100 sayılı Kanun’un 297. maddelerinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır. Hukuk Genel Kurulunun 05.10.2011 tarihli ve 2011/20-607 esas-604 karar ve Hukuk Genel Kurulunun 2012/9-851 esas 2012/705 karar 10.10.2012 sayılı kararlarında da bu ilkeler aynen kabul edilmiştir.
Somut olayda mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı kapsamı dışında kalan işe başlatmama tazminatı talebi hakkında da açıkça hüküm kurulması gerekirken hüküm fıkrasında bu talebe ilişkin olumlu veya olumsuz bir hüküm verilmemesi hatalı olup, kararın bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.