Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/12817 E. 2013/12550 K. 27.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12817
KARAR NO : 2013/12550
KARAR TARİHİ : 27.05.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, ilave tediye alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Bakanlığa ait İzmir Konak subay ordu evinde sözleşmeli işçi olarak çalıştığını, 6772 sayılı Kanun gereği ödeme yapılması gereken işçilerden olduğunu, ancak 2011 yılı Ocak ayından itibaren ödeme yapılmadığından ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, usul yönünden itirazda bulunduğunu, işçi ücreti alacağının zamanaşımı süresinin beş yıl olduğunu, bu sebeple zamanaşımı yönünden reddinin gerektiğini, sözleşmeli işçi olarak görev yaptığı dönemlere ilişkin ilave tediye ücret alacaklarının kanuni faizi ile ödenmesi istemli ücret alacağı davasının görev yönünden kanuna aykırılık teşkil ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının İzmir Konak subay orduevinde sözleşmeli işçi olarak çalıştığı, kamu kurumlarinda çalışan sözleşme ve kapsam dışı personelin kamu personeli olması karşısında davacının da kamu personeli sayılacağı, idareyle ilgili olan ilişkileri sebebiyle açılan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkindir. Görev itirazı yargılamanın her aşamasında, usul hukukuna ilişkin hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın taraflarca ileri sürülebileceği gibi, davayı gören mahkeme de, bu yönde bir itiraz olmasa da, görevli olup olmadığını kendiliğinden değerlendirmekle yükümlüdür.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre, bir uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülebilmesi için işçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde yapılmış olan atıf sonucu, iş mahkemesinin görev kapsamını belirleyen 5521 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince, 4857 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2. fıkrası ile 4. maddesinde belirtilen istisnalar dışında kalan bütün işyerlerinde; işverenler ile işveren vekillerine ve çalışma şekline bakılmaksızın işçilere, 4857 sayılı Kanun’un uygulanacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanun’a dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi iş mahkemelerinin görevidir.
4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasına göre, iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafında (işveren) ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir. İş sözleşmesini belirleyen ölçüt hukuki-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukuki bağımlılık işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerir. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini işverenin talimatlarına göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır.
Dosya içeriğinde davacı ile davalı arasında aktedilmiş olan iş sözleşmesi bulunmaktadır. Dava konusu alacağın dayanağı işçinin akdettiği iş sözleşmesi gereğidir. İş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme iş mahkemesidir.
Davacı, davayı iş mahkemesinde açmıştır. Talep, işçilik alacağının tespitini de içerdiğinden görevsizlik kararında isabet bulunmamaktadır. İşin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.