Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/12083 E. 2014/7485 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12083
KARAR NO : 2014/7485
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2012/423-2012/832

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 1997 yılı Ekim ayından itibaren fiili olarak Nisan 2011 tarihine kadar çalıştığını, aylık 1.200,00 TL aldığını, haftanın yedi günü 06:00-21:00 00:00 saatleri arasında çalıştığını, ovada kaldığı dönemde haftada bir gün izin verildiğini, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin sezonluk pamuk işiyle uğraştığını, davacının sigorta primlerinin eksiksiz yatırıldığını, işten kendi isteği ile ayrıldığnıı belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. İmzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı aylık ücretinin 1.200,00 TL olduğunu ileri sürmektedir. Davalı işveren davacının asgari ücret ile çalışmakta olduğunu savunmuştur. Davacı tanıklarından birtanesi davacının 1.200,00 TL ücret aldığını beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı ve davalı tanıklarının ücrete ilişkin net beyanları bulunmamaktadır. Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmamıştır. Hal böyle olunca davacının ücretinin tespiti bakımından mahkemece ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Belirtilen yön gözetilmeden verilen karar hatalıdır.
3-Davacının yıllık izin hakkı bulunup bulunmadığı taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusudur.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Sözkonusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı Kanun’un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınması gerekeceği açıktır. Dairemizin istikrar kazanan kararlarında da çalışmanın onbir ayın üzerine çıktığı hallerde mevsimlik iş ilişkisinin dışına çıkıldığı kabul edilmiş ve sadece bu yıllar için yıllık izin hakkının doğduğu sonucuna varılmıştır.
O halde davacının onbir ay ve üzerinde çalışmasının bulunduğu yıllar bakımından yıllık izin hakkının doğduğu, onbir ayın altında çalışmaların geçtiği yıllar açısından ise yıllık izin hakkının bulunmadığı dikkate alınarak, izin alacaklarının hesaplanması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının sigortalı hizmet cetveline göre çalışma süresi boyunca yıllık çalışmasının onbir ayın altında olduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre davacının yaptığı işin mevsimlik iş olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının yıllık izin alacağının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne ilişkin karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 09.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.