Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/12017 E. 2014/22325 K. 10.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/12017
KARAR NO : 2014/22325
KARAR TARİHİ : 10.07.2014

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından feshedildiğini, ancak hak ettiği tazminatlarının eksik ödendiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraflar vekilleri süresinde temyiz etmiştir.
1-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili kuruluşlardan emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı aylık net ücretinin 1.600,00 TL olduğunu, ancak bir kısım ödemenin elden yapıldığını, kurumlara ise ücretinin eksik bildirildiğini iddia etmiş, davalı işveren ise ücretlerin bordrolara tam olarak yansıtıldığını savunmuştur. Bilirkişi raporunda ücret bordrolarına göre davacının aylık ücreti brüt 1.877,64 TL esas alınarak yapılan hesaplamalar doğrultusunda mahkemece karar verilmiştir. Mahkeme tarafından işçinin meslek unvanı, meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak bir sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalıdır.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Sözkonusu maddeye göre, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Somut olayda davacı, dava dilekçesinde dava konusu olarak fazla mesai alacağını belirttiği halde sonuç kısmında fazla mesai alacağı yazılmamıştır. Aynı dilekçede yine dava konusu kısmında ücret alacağı belirtilmediği halde sonuç kısmında ücret alacağı yazılmıştır. Bu durumda ücret veya fazla mesai alacağından hangisinin dava konusu yapıldığı hususunda tereddüt hasıl olmuştur. Mahkemece bu yönde davacı vekiline açıklama yapması için süre verilmeden her iki alacak kaleminin dava konusu yapılmış gibi hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.