Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/11778 E. 2014/12873 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11778
KARAR NO : 2014/12873
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

MAHKEMESİ : Niğde İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2013
NUMARASI : 2011/202-2013/76

Hüküm süresi içinde davalı S.. B.. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının 05.03.2008-24.06.2011 tarihleri arasında davalı kuruma ait işyerinde alt işverenlerin işçisi olarak en son 680,00 TL ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, dini ve resmi bayram tatil ücreti ile fazla mesai ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı S.. B.. vekili, görev, yetki ve husumet itirazı ile zamanaşımı def’inde bulunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, davalılar arasında asıl-altişveren ilişkisi bulunduğu, alacak ve tazminatlardan birlikte sorumluluklarının olduğu davacının, davalı kuruma ait işyerinde alt işverenlerin işçisi olarak 01.04.2008-30.04.2011 tarihleri arasında üç yıl, bir ay, yirmibeş gün çalıştığı, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğinin işverence ıspatlanamadığı, bu sebeple davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazandığı, yıllık izin ücreti alacağı olduğu, fazla çalışma yaptığı, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatillerde çalışıldığının ıspatlanamadığı gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanun süresi içinde davalı kurum temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda mahkemece, davacı ve şahitlerin beyanlarına göre davacının, 01.01.2010 tarihine kadar haftanın altı günü 08:00-19:00 saatleri arasında günlük onbir saat çalıştığı, birbuçuk saat ara dinlenmesi düşüldüğünde, günlük çalışmasının dokuzbuçuk saat olduğu, haftalık elliyedi saat çalıştığı, oniki saat fazla çalışma yaptığı, ayrıca ayda üç gün nöbet tuttuğu, nöbetlerde haftalık üçbuçuk saat daha fazla çalışma yaptığı, 01.01.2010 tarihinden sonraki dönemde ise, haftanın beş günü, 07:30-17:00 saatleri arasında günlük dokuzbuçuk saat çalıştığı, bir saat ara dinlenmesi düşüldüğünde, günlük çalışmasının sekizbuçuk saat, haftalık kırkikibuçuk saat çalıştığı, üç gün nöbet tuttuğu, nöbetlerde haftalık üçbuçuk saat daha fazla çalışma yaptığı, haftalık toplam kırkaltı saat çalıştığı, bir saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş ise de davalı işyerinin resmi işyeri olması, ihale şartnamesinde haftalık çalışma süresinin kırkbeş saat olarak belirtilmesi ve davacı şahitlerinin, çalışma düzenini bilebilecek konumda, aynı işyerinde birlikte çalışan kişiler olmadıkları gibi, davacının akrabaları ve arkadaşları oldukları da dikkate alındığında, fazla çalışmanın ıspatlanamadığı kabul edilerek bu talebin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, 14.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.