Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/11772 E. 2014/12869 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11772
KARAR NO : 2014/12869
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

MAHKEMESİ : Bursa 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2012/807-2013/88

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının, işyerinde amirlerine karşı itaatsiz davranışlarda bulunduğunu, uyarılara rağmen işlerinin aksamasına neden olduğunu, 23.03.2012 tarihinde verilen görevi yerine getirmeyi reddettiği ve amirlerine hakaret ederek tehditlerde bulunduğu sebepleriyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-d maddesince haklı olarak feshedildiğini, alacak ve tazminat alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği kabul edilerek, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
Somut olayda, iş sözleşmesinin 29.03.2012 tarihli fesih bildirimi ile, “…davacının işe başladığı tarihten itibaren işyerinde amirlerine karşı itaatsiz davranışlarda bulunması, sözlü ve yazılı uyanlara rağmen davalı firmanın işlerinin aksamasına neden olması, amirleri olan H.. Ö.. tarafından kendisine verilen görevi yerine getirmeyi reddederek kardeşi ile birlikte amirlerine hakaret ve tehditte bulunmaları, davacının ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları neticesinde iş ilişkisinin davalı için çekilmez hale gelmesi nedeniyle 4857 sayılı Kanun’un 25/2-d maddesince feshedildiği,” işverence,26.09.2012 tarihli tutanakta, “davacı ve kardeşinin şehir dışı göreviyle görevlendirilmesine kardeşi Hüseyin’in itiraz ettiği, şirket müdürlerinden L… Ç….’in bu tür şehir dışı görevlerin kısa zamanlı olarak olabileceğini belirtmiş, şayet bu şekilde davranırlar ise kendilerinin uzun vadede çalıştırılmalarının firmaya zarar getireceğini izah ederek gerekirse iş sözleşmesini sonlandırabileceğini beyan etmesi üzerine, göreve itirazı olmayan davacının kardeşini korumak iç güdüsü ile şirket müdürüne telefonda hakaret, tehdit ve çocukça bazı söylemlerde bulunduğu,” hususlarının, 23.03.2013 tarihli tutanakta, “ustabaşı H.. Ö..’ün işyerinde davacı ve kardeşine sözlü olarak görevlendirme yaptığı, davacı ve kardeşinin ustabaşına, onların işine karışmaması gerektiğini onların daha acil işlerinin olduğunu beyan ederek kendi istedikleri işleri yapacaklarını söyledikleri, bunun üzerine ustabaşının şefleri olduğunu hatırlatarak, emirlerine itaat etmelerini istediği, ancak gereken olumlu sonucu alamadığı, bunun üzerine tartışma yaşandığı, ustabaşının olayı şefine bildirdiği, bu duruma daha da sinirlenen davacının, ustabaşını işyeri dışına çıkınca dövüşmek ve bunun gibi tehditler savurmak sureti ile işyerinde düzeni bozduğu, itaatsizlik ettiği gibi,” hususların tesbit edildiği, tutanak mümzi H.. Ö.., davacının olay günü akşamı kendisini arayarak, “Nerde oturuyorsun, Çık dışarıya” gibi tehditkar sözler söylediğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece, tutanakların davacının bilgisi dışında tutulduğu, dinlenen tutanak mümzilerinde davacının kavga etmediğini hakaret etmediğini beyan ettikleri sebebiyle iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği kabul edilmiş ise de, tutanak mümzi H.. Ö..’ün beyanında davacının kendisine telefon açarak “nerde oturuyorsun çık dışarıya” gibi sözler söylemesi tehdit içerikli olup, işçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması niteliğindedir. Hal böyle olunca, iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedildiği kabul edilerek, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.05.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.14.05.2014