Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/11718 E. 2014/12230 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11718
KARAR NO : 2014/12230
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2013
NUMARASI : 2012/418-2013/137

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı işveren tarafından haksız nedenlerle iş sözleşmesinin feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı; davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-ı maddesi uyarınca haklı sebeple feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatın hak kazanmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2010/13828 esas, 2012/19199 karar nolu bozma ilamı ile tarafların iddia ve savunmaları, davalı vekilinin itirazları ve olayın mahiyeti dikkate alınarak konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınıp kusur durumunun tespit edilerek iş sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığının saptanması gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda tarafların kusur oranının tayin ve tespiti amacıyla bilirkişi incelemesine gidilmiş, inceleme neticesinde davacıya affedilebilecek bir kusurunun bulunmadığı, davalı işverenin davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi nedeniyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir.
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren veya trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net olarak dikkate alınması gerektiği noktasında kanunda herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte, işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır.
Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Somut olayda davacı 17.10.2007 tarihinde, davalı işyerine ait hasta nakil kabini araç ile uçağa hasta nakil hizmeti vermek için yanaştığı sırada, araçtan indikten sonra aracın hareket ettiği ve uçağa çarparak hasara sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Mahkeme davacıya affedilebilecek bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş ise de karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Dosyadaki ilk bilirkişi raporuna göre davacının, elde olmayan sebeplerle bir an önce hastayı alma duygusu ile acele ettiği, araçtan inerken gayri ihtiyari biçimde tam sabitlemeyi yapmamış veya unutmuş olduğu, ortaya çıkan bu sonucun, yapılacak işin özelliğinin getirdiği insancıl bir tavrın etkisi ve acele hareket etme ile gerçekleştiği, tamamen elde olmayan nedenlerin veya kaçınılmazlık faktörünün etkisi ile olduğu belirtilmiş, sonuç olarak ta davacının ve davalının kusursuz olduğu neticesine varılmıştır. İkinci bilirkişi raporunda ise davacının konsantrasyon eksikliğini arttıran, işçinin acele etmesine ve dolayısıyla güvensiz çalışmasına neden olan telaşlı çalışmaya yol açan çalışma ortamı olduğu, davacının acele etmesi veya telaşlı çalışmasının kendi isteği dışında ve işverenlik uygulamasından kaynaklandığı, bu sebeple de işçinin özen eksikliğinden söz edilemeyeceği belirtmiştir. Dosyada bulunan bozma öncesi ve bozma sonrası alınmış olan bilirkişi raporları incelendiğinde raporların dosya içeriğine ve oluşa uygun olmadığı ve özelikle olayın niteliği gereği teknik değerlendirme ve analizlerden uzak, soyut anlatımlarla hazırlanmış olduğu görülmektedir. Davacının yapmış olduğu iş niteliği gereği yüksek özen isteyen ve konsantrasyonun sürekli üst seviyede olması gereken bir iştir. Davacının kullandığı aracın uçağa dayanmasından dolayı meydana gelen kazada kaçınılmazlık faktörünün etkisi veya tesadüf olduğuna dair bir durum yoktur. Meydana gelen kaza aracın el freninin çekilmemesi veya sabitleme butonunun devreye konulmamasından oluştuğu açıktır. Aracın bu iki kontrol mekanizmasından birinin aktif edilmediği bir gerçektir. Davacının dosya içeriğinde yer alan savunmalarına bakıldığında da davacının işi yetiştirmek için acele ettiğini, bütün uçaklardan hasta çıktığı için zorlandığını belirttiği görülmüştür. Dolayısıyla davacının tedbirsiz, dikkatsiz ve dalgın davranarak aracın içerisinden el frenini çekmeden veya aracın sabitlenme ayakları yere basmadan araçtan indiği anlaşıldığından, buna ilişkin sorumluluk sürücüye dolayıyla davacıya ait olacaktır. Kaza sebebi ile oluşan zarar miktarı 11.876,99 $ olup bu tutarın davacının 30 günlük ücretini aşan tutarda olduğu anlaşıldığından davalının yapmış olduğu feshin haklı nedene dayandığı kabul edilmelidir. Bu sebeple davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.