Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/11341 E. 2014/12426 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11341
KARAR NO : 2014/12426
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2013
NUMARASI : 2010/939-2013/204

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin Kasım 1993 tarihinden itibaren Ocak 2008 yılına tarihine kadar davalı şirkette güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, en son net ücretinin 950,00.-TL olduğunu, müvekkilinin iş akdinin herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin haksız olarak feshedildiğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma alacağı, yıllık ücretli izin, sosyal yardım ve manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işine özen göstermeyerek iş sözleşmesinin haklı sebeple feshine sebebiyet verdiğini, 05.02.2008 tarihinde davacının tüm alacaklarının ödendiğini, davacının ibraname verdiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, bayramlarda çalışma yapıldığı takdirde ücretinin ödendiğini, davacının manevi zarara uğradığı iddiasının yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının kabulüne fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, sosyal yardım alacağı ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karar davacı ve davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında uyuşmazlık davacı işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür.
Somut olayda davacının 10.10.2000-06.02.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, mahkemece karara esas teşkil eden bilirkişi raporunda, davalı işverence yıllık ücretli izin defteri veya imzalı belge ibraz edilmediği, bu sebeple davacının hizmet süresine göre yüz altı gün yıllık ücretli izin hakkı olduğunun hesaplandığı belirtildiği halde, davacının yıllık ücretli izin alacağının yirmi sekiz gün üzerinden hesaplanması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
Mahkemece davacının ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığını ispat edemediği gerekçesi ile talebi reddedilmişse de dinlenen her iki davacı tanığının işyerinde ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığına dair beyanları ile davalı tanığının genel tatil günleri nöbet olduğunda çalışma yapıldığına dair ifadelerine göre davacının ulusal bayram ve genel tatil günleri çalıştığı anlaşıldığından yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.