Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/1111 E. 2014/160 K. 14.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1111
KARAR NO : 2014/160
KARAR TARİHİ : 14.01.2014

MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2011/1482-2012/858

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..arafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili ile asıl işveren arasında bir iş sözleşmesinin yapıldığını, tarım iş sendikasına üye olduğunu, üye olduktan 1,5-2 ay sonra işten çıkarıldığını, fesih gerekçesinin davacının sendika üyesi olması olduğunu, müvekkil ile birlikte sendika üyesi olan diğer işçilerinde işten çıkarıldıklarını, işverenin asıl amacının sendikalaşmayı engellemek olduğunu, 2821 sayılı Kanun’un 31. maddesinde, sendikal tazminat ödenmesi gerektiğini, sendikal tazminat alacağını ve kıdem tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından aynı dönem çalışması için ihbar tazminatı isteğini içeren dava dosyası mahkemece hukuki bağlantı nedeni ile birleştirilmiştir.
Davalı kurum vekili; davacının kendi işçileri olmadığını, müteahhit elemanı olduğunu, davacının kendi işyerlerinde toplam 107 gün çalıştığını, dava değeri belli olmasına rağmen kısmi dava açıldığını, davacının 01/01/2009-30/09/2010 tarihleri arasında arızi çalışmasının olduğunu, idarenin işçilerinin sendika üyesi olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı İ.. G.. vekili; davacının davasını kabul etmediklerini, davacının çalışması altı aydan fazla bir çalışması olmadığı için iş güvencesinden yararlanamayacağını, diğer davalı kurumca yapılan yazılı bildirim ile Atölye bölümünde işin 22/09/2010 tarihinde sona ereceğinin bildirildiğini ve bu durum davacıya ihtar ile bildirildiğini ve ihbar öneli verildiğini, davacının sendikalı olduğu için işten çıkarıldığını kabul etmediklerini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalılar arasındaki ilişkinin alt işveren ilişkisi olduğu, bu nedenle davalıların işçilik hak ve alacaklarından birlikte sorumlu oldukları, davacının iş sözleşmesinin, feshin haksız olduğu gerekçesiyle asıl davada kıdem tazminatı isteğinin kabulüne sendikal tazminat isteğinin reddine birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
Dosya içeriğine göre davacı vekili davacının sendikaya üye olması nedeniyle 11.10.2010 tarihinde işine son verildiğini iddia etmiş davalı İ.. G.. vekili ise cevap dilekçesinde davacının devamsızlık nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini savunmuş temyiz dilekçesinde ise halen farklı bir alt işveren işçisi olarak davalı işyerinde çalıştığını savunmuştur.
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından feshedildiği gerekçesiyle davacının feshe bağlı kıdem ihbar tazminatı istekleri hüküm altına alınmıştır.
Davacının hizmet döküm cetveline göre 30.09.2010 tarihinde davalı İ.. G.. işçisi olarak davalı kuruma ait işyerinden çıkışından sonra 13.04.2011 tarihinde başka bir işyerine giriş yaptığı anlaşılmaktadır. Davacının davalı işyerinde değişen alt işveren işçisi olarak çalışmaya devam ettiğine dair savunması üzerinde durulmadan ve iş sözleşmesinin askıya alınması durumunun olup olmadığı belirlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Davacının değişen alt işveren işçisi olarak aynı işyerinde çalışmasını sürdürdüğünün belirlenmesi halinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesine göre ihale alan alt işveren şirketler arasında işyeri devri olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Alt işveren şirketler arasında işyeri devri olduğunun belirlenmesi halinde iş sözleşmesi işyerini devralan şirket nezdinde kesintisiz olarak devam ettiğinden işçinin devir nedeni ile feshe bağlı işçilik alacaklarına hak kazanması mümkün değildir.
Buna göre davacının aynı işyerinde ihaleyi alan şirket işçisi olarak çalışmasını sürdürüp sürdürmediği, iş sözleşmesinin askıya alınma durumunun bulunup bulunmadığı, asıl işverenden ihale alan şirketler arasında işyeri devri olup olmadığı belirlenmeden kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.