Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/11017 E. 2014/21304 K. 03.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/11017
KARAR NO : 2014/21304
KARAR TARİHİ : 03.07.2014

MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2012/249-2013/108

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle feshedildiğini, açılan işe iade davasının lehine sonuçlandığını, işveren tarafından işe başlatılmadığını, ihbar tazminatı ve kıdem tazminatına esas ücretin, geçen dönemde işyerinde yapılan artışlar uygulanarak işçinin işe kabul edilmemek suretiyle feshin geçerlilik kazandığı 29.12.2011 tarihinde oluşan ücret ve diğer haklar dikkate alınarak belirlenip ödenmesi gerektiğini ileri sürerek fark kıdem ve fark ihbar tazminatı ile işe iade davasının yasal sonuçları ve bir kısım işçilik alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, ücret alacaklarının zamanaşımına uğradığını, talep edilen alacakların davacıya ödendiğini, fark isteklerinin haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında talep edilen alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davalı vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı def’i ileri sürmesi söz konusudur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu husus dikkate alınmaksızın tüm çalışma süresi için alacaklar hesaplanmış ve mahkeme tarafından da hüküm altına alınmıştır. Davalı vekilinin usulüne uygun zamanaşımı def’i değerlendirilmeksizin alacağın tamamının hükme bağlanması hatalıdır.
3-Islah dilekçesi ile arttırılan miktara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülüp yürütülmeyeceği noktasında da taraflar arasında ihtilaf vardır.
Dosya içeriğine göre, davacı dava konusu alacaklarının artırılmasına yönelik olarak ıslah dilekçesi vermiş ve mahkeme bu ıslaha göre hüküm kurmuştur. Islah ile arttırılan miktara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde faiz yürütülmesi isabetsizdir.
4-Taraflar arasında davacının eşit davranmama tazminatına hak kazanıp kazanmayacağı da uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda işverenin performansa dayanarak davacı işçiyi işten çıkarması işverenin işten çıkarma iradesini gösterir. Yapılan yargılama sonucunda davalı işverenin feshinin geçersizliğine hükmedilmesi eşit işlem borcuna aykırı davranıldığını göstermez. Eşit işlem borcuna aykırılık söz konusu değildir. Dolayısıyla mahkemece eşit davranmama tazminatının reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 03.07.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.