Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10749 E. 2014/18273 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10749
KARAR NO : 2014/18273
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2011/1186-2013/87

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.05.1993-06.01.2011 tarihleri arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi diyaliz hemşiresi olarak çalıştığını, son aylığının net 2.400,00 TL olduğunu, haftada altı gün çalışan davacının en az altmış saat çalışma yaptığını, senede en az üç defa bir haftalık icap nöbeti yazıldığını, ancak hakettiği ücretlerin ödenmemesi ve çalışma şartlarının katlanılmaz hale gelmesi sebebiyle davacının iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsiline Karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının çalışmasının tamamında diyaliz hemşireliği yapmadığını, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını ve davacının en son maaşının brüt 2.000,00 TL olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak kıdem tazminatı ile fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının kısmen kabulüne, yıllık izin alacağına ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece, davacının yaptığı iş, meslekteki onyedi yılı aşkın kıdemi, emsal ücret araştırması ve tanık beyanına göre 2.400,00 TL net ücretle çalıştığı kabul edilmiştir. Davacının 13.03.2007 tarihinden önce dahiliye hemşiresi olarak çalıştığı, bu tarihten sonra ise hemodiyaliz hemşireliğine geçtiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, emsal ücretin davacının niteliğine gçre belirlenmesi ve fazla çalışma ücreti ile genel tatil ücretinin bulunacak sonuca göre hesaplanması gerekirken, davacının tüm çalışma döneminin tamamında hemodializ hemşiresi olarak çalıştığı kabul edilerek ücretin belirlenmesi doğru olmamıştır.
3-Fazla çalışma yaptığım iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa. işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir, işçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, hükme esas alman bilirkişi raporunda davacının haftanın beş günü, onar saat çalıştığı, haftada bir gün ise nöbete kalıp günde ondört saat çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de varılan netice dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Öncelikle, ikili bir ayrıma gidilerek, davacının 13.03.2007 tarihinden itibaren hemodiyaliz hemşireliği yapmasına göre, önceki dönem ücreti tespit edildikten donra davacının dahiliye hemşireliği yaptığı dönemdeki fazla mesai yapıp yapmadığı ve yapmış ise süresi tespit edilmeli ve bu döneme ilişkin ücret üzerinden hesaplama yapılmalıdır.
13.03.2007 tarihinden sonra başlayan ikinci dönemde davacının hemodiyaliz hemşiresi olarak çalıştığı çekişmesizdir. Davacının haftada bir gün nöbet sistemi ile çalıştığına dair iddiasının bulunmadığı da nazara alınarak, tanıkların hemodiyaliz hemşirelerinin yılda üç kez olmak üzere bir hafta süreyle icapçı olarak yirmidört saat nöbet tuttuğunu beyan etmeleri karşısında, davacının icapçı nöbetçi olarak çalışıp çalışmadığı belirlenerek, çalışmış ise ne kadar süre fazla mesai yaptığının tespiti ile sonuca gidilmesi gerekmektedir. Tüm bu açıklamalarla birlikte, dosyada bulunan imzalı izin belgelerine göre, 23.08.2010-04.10.2010 arası, 22.12.2008-05.01.2009 ve 31.08.2009-05.10.2009 tarihleri arasında olmak üzere davacının onüç gün fazla mesai izni kullandığı anlaşılmaktadır Bu izinlerin hangi dönemlerde yapılan fazla çalışma süresine ilişkin olduğu tespit edilerek, bulunan toplam mesai süresinden indirilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.