Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10714 E. 2014/18272 K. 23.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10714
KARAR NO : 2014/18272
KARAR TARİHİ : 23.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2011/1190-2013/86

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.09.2005-06.01.2011 tarihleri arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi diyaliz hemşiresi olarak çalıştığını, son aylığının net 2.300,00 TL olduğunu, haftada altı gün çalışan davacının en az altmış saat çalışma yaptığını, senede en az üç defa bir haftalık icap nöbeti yazıldığını, ancak hakettiği ücretlerin ödenmemesi ve çalışma şartlarının katlanılmaz hale gelmesi sebebiyle davacının iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını ve davacının en son maaşının net 1.401,48 TL olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak kıdem tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin alacaklarının kısmen hüküm altına alınmasına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında davacının yaptığı iş. meslekteki kıdemi, emsal ücret araştırması ve tanık beyanına göre 2.300,00 TL net ücretle çalıştığı kabul edilmiştir. Ancak davacının 29.06.2007 tarihinde diyaliz hemşire sertifikası aldığı, öncesinde sertifikasız olarak çalıştığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, emsal ücretin davacının niteliğine göre sorulması ve fazla çalışma ücreti ile genel tatil ücretinin bulunacak sonuca göre hesaplanması gerekirken, davacının çalışma döneminin tamamında sertifikalı hemodiyaliz hemşiresi olarak çalıştığı kabul edilerek ücretin belirlenmesi doğru olmamıştır.
3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir, işçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, hükme esas alman bilirkişi raporunda tanık anlatımlarına göre davacının haftanın beş günü onar saat çalıştığı, haftada bir gün ise nöbete kalıp günde ondört saat çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de varılan netice dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Davacının haftada bir gün nöbet sistemi ile çalıştığına dair iddiasının bulunmadığı nazara alınarak, tanıkların hemodiyaliz hemşirelerinin yılda üç kez olmak üzere bir hafta süreyle icapçı olarak yirmidört saat nöbet tuttuğunu beyan etmeleri karşısında, davacının icapçı nöbetçi olarak çalışıp çalışmadığı belirlenerek, çalışmış ise ne kadar fazla mesai yaptığının tespiti ile sonuca gidilmesi gerekmektedir. Tüm bu açıklamalarla birlikte, dosyada bulunan imzalı izin belgelerine göre, davacının 20.11.2010-29.11.2010 tarihleri arasında yedi gün fazla mesai izni kullandığı anlaşılmaktadır Bu izinlerin hangi dönemlerde yapılan fazla çalışma süresine ilişkin olduğu tespit edilerek, bu dönemdeki mesai süresinden indirilmesi gerekmektedir.
4-Takdiri indirimi sebebiyle reddedilen bölüm hakkında davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyecek ise de, mevcut uyuşmazlıkta zamanaşımı savunması sebebiyle bir miktar talep reddedilmiştir. Alacak miktarının reddedilen kısmı üzerinden davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.