Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10602 E. 2014/11379 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10602
KARAR NO : 2014/11379
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2013/188-2013/51

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini belirterek, kıdem, ihbar tazminatı ile fazla mesai ve genel tatil ücreti alacağı talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dinlenen şahit beyanları ve dosya içeriğine göre uzun yıllar çalışan davacının durup dururken istifa etmesinin hayatın olağan akışına ters olduğu, işçinin istifa dilekçesindeki iradesinin sıkça karşılaşılan bir durum olduğu gözönünde bulundurularak davacının iş sözleşmesinin haklı sebeplerle sona erdiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin istifa ile sona erip ermediği noktasında toplanmaktadır.
Davacı, imza inkarında bulunmadığı istifa dilekçesinde ailevi sebepleri olduğunu belirtmek suretiyle iş sözleşmesini feshetmiştir. Davacı istifa dilekçesini iradesi fesada uğratılarak verdiği iddiasında bulunduysa da, dinlenen davacı şahitlerinden biri iş sözleşmesinin feshine dair bir bilgisi olmadığını beyan ettiği, diğer şahidin ise duyuma dayalı olarak davacıya istifa dilekçesi imzalatıldığını ifade ettiği, yine feshe ilişkin olarak bir davalı şahidi davacının ailevi sebeplerle evini işyerinden uzak bir yere taşıyacağını bu nedenle işten ayrılacağını kendisine söylediği, diğer davalı şahidi ise davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. Dosyada istifa dilekçesindeki imzanın davacının iradesi fesada uğratılarak atıldığına dair hiçbir somut bilgi ve delil bulunmamaktadır.
Hal böyle iken, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiği anlaşılmakla, kıdem ve ihbar tazminatı isteminin reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
2-Davacının hizmet döküm cetveline göre 2001 yılında 98 gün, 2003 yılında ise 199 gün çalıştığı bildirildiği halde mahkemece karara esas teşkil eden bilirkişi raporunda davacının 2001 ve 2003 yıllarının tamamında çalıştığı kabulüne göre hesaplama yapılması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.