Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10601 E. 2014/11378 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10601
KARAR NO : 2014/11378
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/12/2012
NUMARASI : 2011/130-2012/1080

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili müvekkilinin davalı işyerinde 05.01.1987-30.09.2010 tarihleri arasında çalıştığını, davacının ücretlerinin işyeri yönetmeliğine göre hak ettiği ücret düzeyinden hesaplanmadığını, davalının personel yönetmeliğindeki ücret zammına ilişkin hükümleri tek taraflı olarak değiştirdiğini ancak işçinin rızası bulunmadığından bu değişiklilerin iş şartı haline gelmesinin mümkün olmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi ile Yargıtay kararlarının bu yönde olduğunu, açılan emsal davaların kabul edildiğini beyanla eksik ödenen fark ücret ve ikramiyenin, eksik ödenen izin ücretinin, fark hizmet ikramiyesi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesi taraflarının hak borçlarını ifa ederken dürüstlük ve iyiniyet kuralları bağlı olduklarını, bu nedenle iş sözleşmesinin devam ettiği dönemde taraflardan birinin, diğer tarafın sözleşmeye uygun olmayan işleminden ileride yararlanırım düşüncesi ile sessiz kalmasının iyiniyet ile bağdaşmayacağını, bu açıdan davacının dava konusu taleplerini dayandırdığı işverenlik uygulamasına o tarihte itiraz etmesi gerektiğini, bu sebeple davacının sessiz kaldıktan sonra, uzun yıllar sonra sözleşmesinin feshini takiben dava açmasının kötü niyetli olduğunu beyan ile açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, çalışma koşullarında esaslı değişiklik niteliğindeki ücret artışlarının kaldırılması yönündeki değişikliğe, işçinin yazılı rızası bulunmadığından itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile fark ücret alacağı, fark maaş ikramiyesi, hizmet ikramiyesi ve fark yıllık izin ücreti alacakları hüküm altına alınmıştır.
Karar davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ücret artışına ilişkin olarak iş yerinde çalışma koşullarının uygulanıp uygulanmadığı noktasında toplanmaktadır Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı, davalı nezdinde 05.01.1987-30.09.2010 tarihleri arasında satış müdürü olarak çalışmış ve iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshetmiştir. Davacı işçi ücretinin Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan enflasyon oranına göre yapılacak zamlarla korunmasına ilişkin işyeri yönetmeliği hükmünün işveren tarafından tek taraflı olarak uygulamadan kaldırıldığını, davalı işverenin söz konusu işyeri şartı haline gelen düzenlemeyi kaldırmasının iş şartlarında esaslı değişiklik meydana getirdiğini, bu değişikliği yazılı olarak kabul etmediğinden kendisini bağlamayacağını ileri sürmüştür. Davalı işveren ücret zamlarına ilişkin kararın davacıya 09.01.2004 tarihinde tebliğ edildiğini, bu tarihten itibaren beş yıl geçmekle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının yıllarca ücretlerine itiraz etmediği halde iş sözleşmesinin feshi sonrası işbu davayı açması sebebiyle iyi niyetli olmadığı ve dürüstlük kuralına aykırı davrandığını savunmuştur.
Karara esas teşkil eden bilirkişi raporunda, davalı işverenin 09.01.2004 tarihli duyuru ile 2004 yılı ilk altı ayı aylık ücret artışını, 16.07.2004 tarihli duyuru ile de personel ücretlerinin altı aylık dönemler halinde enflasyona göre ayarlanması uygulamasının kaldırıldığını ancak bu düzenlemelerin işçi tarafından yazılı olarak kabul edilmediğini ve işçiyi bağlamayacağını kanaatini belirterek mübrez bordrolara göre belirlenen davacının ücretine, 01.01.2004 tarihinden itibaren enflasyon oranına göre belirlenen maaş artışları eklenmek suretiyle ile davacıya ödenmesi gereken ücretin tespit edildiği ve bu ücrete göre davacının talep ettiği fark alacakların hesaplandığı anlaşılmıştır.
Davacının talep ettiği dava konusu alacakların hesaplanması için öncelikle davacının ücretinde 01.01.2004 ve sonrası için bir artış meydana gelip gelmediği araştırılmalıdır. Enflasyon oranını aşan şekilde zam yapılmışsa o dönem için istenen fark alacak isteğinin reddine, enflasyon oranından düşük şekilde zam yapılmışsa aradaki farkın hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi