Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10584 E. 2014/15247 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10584
KARAR NO : 2014/15247
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2009/730-2013/82

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesi işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil ve ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 2009 yılı ocak ayına ilişkin ücret alacağının muaccel olmadığından fesih gerekçesinin haksız olduğunu, izinlerinin kullandırıldığını ve fazla mesai yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının hak kazandığı ücretlerin ödenip ödenmediği hususu uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de para borcu olan ücretin ödendiğinin şahitle ispatı mümkün değildir.
Somut olayda, ücret alacağı yönünden davacı 2009 yılı Ocak ayına ilişkin ücretinin ödenmediğini iddia etmiştir. Dosyada imzalı bordro bulunmadığı gibi işçilik alacaklarına dair hesap dökümünde davacı imzasına rastlanmamıştır. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde müvekkiline 2.517,15 TL paranın 19.03.2009 tarihli banka havalesi yoluyla ödendiğini, açıklama kısmında kıdem tazminatı yazılı olduğunu, ödemenin ücret alacağına ilişkin olup olmadığının anlaşılamadığını belirtmekle birlikte, davacının bu ödemeyi ücret alacağına mahsuben yapıldığını kabul ettiği, bilirkişinin de bakiye ücret hesabında bu ödemeyi Aralık 2008 döneminin ücretine hasrettiği ve bu yöndeki kabule davacının itiraz etmediği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Yapı ve Kredi Bankasının 13.02.2013 tarihli yazısının dosyaya bilirkişi ek raporu tanziminden sonra girdiği, yazı ekinde yukarıda bahsedilen 19.03.2009 tarihli ödemenin haricinde davacının hesabına 03.07.2009 valör tarihli ve 3.539,60 TL tutarlı ödeme yapıldığı, açıklama kısmında Sistem Yapı maaş ödemesi yazılı olduğu, ancak bu ödemenin alacak ve tazminat hesabında nazara alınmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece, 03.07.2009 valör tarihli tutarların ücret ödemesi olup olmadığı araştırılıp, gerekirse bu husus taraflara açıklattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.