Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10570 E. 2014/16312 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10570
KARAR NO : 2014/16312
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2013/98-2013/42

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, asgari geçim indirimi ve ulusal bayram genel tatil ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin davacının işe devamsızlığı sonucunda haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Ücret hususu taraflar arasında çekişmelidir.
Davacı, en son 1.000,00 TL net ücret aldığını söylemiş, bilirkişi ise, emsal araştırması sonucu gelen yazı cevabına göre asgari ücretin %30 üzeri olan 998,65 TL üzerinden hesaplama yapmıştır. Davacı vekili, müvekkilinin aylık 1.000,00 TL net ücret aldığını ispata yarar herhangi bir delil sunamadığı gibi, davacının asgari ücretten daha yüksek aylık aldığına dair dosya kapsamında herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu sebeple işyeri ve Kurum kayıtları nazara alınarak davacının en son asgari ücret aldığının kabulü ile hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
2-İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada verilen ara dinlenme süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. Maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. 4857 sayılı Kanun’un 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Dosya içeriğine göre davacı davalı işyerinde cam işçisi olarak çalışmıştır. Davacı işyerinde haftaiçi günde onbirbuçuk saat çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği iddiasıyla fazla çalışma ücreti isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davalı şahitlerinin beyanına göre davacının hafta içi beş gün saat 08:30 – 18:00 arasında, çalıştığı kabul edilerek günde bir saat, cumartesi saat 08:30-17:00 arasında çalıştığı kabul edilerek bir saat ara dinlenme süresi düşülerek yapılan hesaplamaya itibarla fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır.
Ancak, günlük bir saat ara dinlenmesi dışında, işyerinde her gün onbeşer dakikadan iki kez çay molası verildiğine ilişkin şahit beyanı bulunduğu nazara alınarak, günlük birbuçuk saat ara dinlenme süresi düşülmek suretiyle hesaplama yapılması gerekirken hatalı hesaplamaya itibarla karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.