Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10564 E. 2014/11372 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10564
KARAR NO : 2014/11372
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : İzmir 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2013
NUMARASI : 2011/452-2013/46

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız ve usulsüz feshi üzerine davalı aleyhine işe iade davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin işe iadesi ile dört aylık boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakları ile işe başlatılmaması halinde dört aylık ücreti tutarında tazminata hükmedildiğini, sözkonusu kararın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 9. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiğini,davacının işe iadesinin yapıldığını ancak eski işyerinden farklı şekilde İstanbul merkezde görevlendirildiğinin belirtildiğini, müvekkilinin bunun üzerine 09.05.2011 tarihinde kendi imkanları ile belirlenen işyerinde işe başlamak üzere gittiğinde bir takım olumsuzluklarla karşılaştığını, ilk gün yapılan görüşmede da eski çalışma şartlarında esaslı ve aleyhine değişiklikler yapan yeni bir iş sözleşmesinin imzalattırılmak istendiğini ve bu yönde kendisine baskı yapıldığını ve ayrıca kendisinden teslim edilecek araba için boş senet istendiğini ancak müvekkilinin bunları imzalamadığını, işverenin asıl amacının işe iadeye dair hükmün netice ve yükümlülüklerinden kurtulmayı amaçladığını, nihayetinde davalı işverence yönetilen tüm bu davranışların sonucunda da davacının iş akdini bu nedenle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II. maddesi gereğince feshettiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, ücret, yemek, prim, otel ücreti, yolluk, harcırah ücretlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının açmış olduğu işbu davada karşı yetki itirazında bulunduklarını, davacının işe iadesinin kesinleşmesinden sonra işverene yaptığı başvuru üzerine İzmir Bölgesinde eleman ihtiyacı bulunmaması sebebi ile İstanbul Bölgesinde çalışmaya davet edildiğini ve kendisine gönderilen ihtarnamede davette hali hazırda muadil çalışanlarla aynı şartlarda göreve başlanacağının bildirildiğini kaldı ki taraflar arasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin dördüncü maddesinde personelin işveren tarafından kendisine verilen görevi yurt içindeki işverene ait her işyerinde yerine getirmekle yükümlü olduğunun düzenlendiğini bu sebeple müvekkili şirketin davacıyı İstanbul’a davet gerekçesinin haklı olduğunu, nitekim davacının İstanbul’daki çalışmasının sözleşmeye uygun şekilde muadil işte aynı maaş ve özlük hakları ile çalışmak üzere daveti içerdiğini dolayısıyla davacının yapacağı işte herhangi bir değişikliğin sözkonusu olmadığını, davacının çalışma koşullarında yapılan değişikliğin sözleşmeye uygun gerekli ve haklı olması nedeni ile esaslı bir değişiklik olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının iş başlama girişiminin samimi olmadığını ve iddialarının da asılsız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesinleşen işe iade kararı sonrasında davacının süresi içinde işverene başvurduğu, işveren tarafından işe davet edilmesi üzerine işe başladığı, ancak davacının iş koşullarının ağırlaştırılarak daha önce çalıştığı Manisa bölgesi yerine İstanbul ilinde görevlendirilmesi ve 2008 Aralık ve 2009 Ocak ayı ücretlerinin ödendiği davalı tarafça ispat edilemediğinden, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği sonucuna ulaşılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının davetinin samimi olup olmadığı noktasındadır.
4857 sayılı Kanun’un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe daveti ciddi, şartsız ve samimi olmalıdır. İşçinin açmış olduğu davanın sonucunda işe iadeyi sağlama çabası yasal hakkıdır. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde, sırf başlatılmamaya bağlı mali sonuçların doğmasını engellemek için yaptığı çağrı, “ciddi ve samimi olma” unsurlarını taşımaması nedeniyle gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.
Somut olayda, davacı işçinin devamsızlık yaptığı iddiası ile yapılan feshin geçersizliğine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın lehine sonuçlandığı ve kararın kesinleştiği, davacının kesinleşen kararın kendisine tebliğinden sonra işe başlatılmak için süresi içinde başvurusunu yaptığı, davalı K.. A… işe başlatılma başvurusunun tebliğinden sonra bir aylık süre içinde gönderdiği ihtarname ile davacıya İstanbul ilinde aynı koşullarla işe başlaması davetinde bulunduğu, bunun üzerine davacının 09.05.2011 tarihinde işe başladığı anlaşılmaktadır.
Ancak davacı işçinin işe başladığı halde kendisine herhangi bir iş verilmediği, ne iş yapacağı konusunda muhatap bulamadığı ve davalı işverenin işe başlatmada samimi olmadığını gerekçe göstererek 17.05.2011 tarihinde iş sözleşmesini feshettiği, davalı işveren ise davacıya satış kotasının ve aylık ziyaret planının tebliğ edildiği, uyum süreci kapsamında başka bir tıbbi mümessil ile aylık ziyaret planında bulunan işyerilerinin ziyaret etmesi ve davacının iş çevresinin tanınmasının sağlandığını davacının işe başlatıldığını savunmuştur. Mahkemece davacının işe iade davası öncesinde çalıştığı Manisa ili yerine İstanbul ilinde çalışmaya davet edilmesi, davacının işe iade davası öncesi çalışmaları nedeniyle ücret alacağının ödenmemesi, davalının işe iade talebinde samimi olmadığı kanaati ile davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek davacı lehine kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarına hükmedilmiş diğer talepleri ise reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamından davacının kesinleşen işe iade davası sonrası davet üzerine 09.05.2011 tarihinde İstanbul’da işe başladığı ve 17.05.2011 tarihine kadar çalıştığı, her ne kadar davacının çalışma koşulları ağırlaşmışsa da altı iş günü geçtikten sonra bu hususu fesih nedeni yapmasının mümkün olmadığı, davalı tarafından kendisine yapacağı işe ilişkin satış kotaları ile aylık ziyaret planları tebliğ edildiği ve satış bölgesine alışması amacıyla uyum eğitimi verildiği anlaşılmasına göre işverenin işe başlatmada samimi olduğu, mahkemece bir taraftan işçinin haklı feshi bir taraftan davalının işe başlatmada samimi olmadığı kabulü çelişkili olup, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği kabul edilmesine göre işe başlatmama tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.