Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10268 E. 2014/11810 K. 07.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10268
KARAR NO : 2014/11810
KARAR TARİHİ : 07.05.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2012
NUMARASI : 2012/1007-2012/962

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının davacı bankada avukat olarak çalıştığını, çalışırken istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, davacı bankaya 2.139,90 TL avans 813.25 TL (27günlük maaş), 1.741,60 TL ihbar tazminatı olmak üzere toplam 4.355,88 TL borcu olduğunu, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek Zeytinburnu 4. İcra Müdürlüğünün 2005/611 sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, işten ayrılış tarihinde mevcut personel yönetmeliğine göre talep edilen ücret iadesinin gerçeği yansıtmadığını, istifa ettiği tarihte iş avansı makbuz aslı ve bir kısım belgenin hukuk işleri muhasebe müdürüne teslim edildiğini, ihbar tazminatı borcu olmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını belirterek haksız davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, takibe yapılan itirazın yerinde olmadığı gerekçesiyle itirazın iptaliyle takibin kaldığı yerden devamına, icra inkar tazminatına ilişkin talebin ise alacak likit olmadığı için reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar avukatları temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmayacağı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir.
İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir.
Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. ve 28. maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K).
Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır.
Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir.
İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmesi durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir.
Somut olayda davacı tarafından takip konusu yapılan alacaklar likittir. Bu sebeple davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.