Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/1012 E. 2013/2928 K. 14.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1012
KARAR NO : 2013/2928
KARAR TARİHİ : 14.02.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14.02.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Davacı, davalıya ait işyerinde çalışıp emekli olduktan sonra sigortasız olarak çalıştırıldığını, 31.12.2009 tarihinde davalı işveren tarafından sözlü olarak ve hiçbir gerekçe gösterilmeden hizmet sözleşmesinin feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğine, işe iadesine ve işe başlatmamaya ilişkin hakların belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı savunmasında, davacının emekli olduktan sonra serbest gazeteci olarak çalıştığını, ürettiği haberler karşılığında para ödendiğini, davacı ile davalı ajans arasında hizmet sözleşmesi ilişkisinin kurulmadığını, Basın İş Yasası ve Anadolu Ajansı Personel Yönetmeliğine göre iş sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerektiğini, davacının iyi niyetli olmadığını, iddialarının yersiz ve haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonunda taraflar arasındaki ilişkinin hizmet sözleşmesine dayandığı kabul edilerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine dair verilen karar davalı ajansın temyizi üzerine Dairemiz sayın çoğunluğu tarafından da benimsenmiş ise de, aşağıda açıklanan gerekçelerle bu sonuca iştirak edilmemiştir.
Yukarıda özetle belirtilen iddia ve savunmaya göre; davacı emekli olduktan (SGK’dan yaşlılık aylığı bağlandıktan) sonraki dönemde davalı ajansla olan ilişkisinin hizmet sözleşmesine dayandığını ve hizmet sözleşmesinin sona erdirilmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenen ve basın mensuplarına da uygulanan iş güvencesi hükümlerine uyulmadığını, dolayısıyla feshin geçersiz olduğunu iddia ederek işe iadesini istemiş; davalı ajans ise davacının bu dönemde serbest gazeteci olduğunu, arada hizmet sözleşmesine dayanan iş ilişkisi bulunmadığını, davacı ile yazılı hizmet sözleşmesinin yapılmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava konusu dönemde, taraflar arasında yazılı hizmet sözleşmesinin mevcut olmadığı, davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı yaşlılık aylığını kestirmediği gibi söz konusu çalışmasının Sosyal Güvenlik Destek Primine de tabi tutulmadığı anlaşılmıştır. Esasen bu yönlerde taraflar arasında çekişme bulunmamaktadır. Uyuşmazlık dava konusu dönemde davacı ile davalı ajans arasındaki ilişkinin hizmet sözleşmesine dayanıp dayanmadığı, geçerli hizmet sözleşmesi kurulup kurulmadığı, davacının dava konusu iddialarında iyi niyetli olup olmadığı ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanma koşullarının bulunup bulunmadığı yönlerinde toplanmaktadır.
Davacının gazeteci olduğu tartışmasızdır. 5953 sayılı Basın İş Yasasının 4. maddesinde gazeteci ile kendisini çalıştıran işveren arasındaki hizmet sözleşmesinin yazılı yapılmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Öte yandan davalı ajansın personel yönetmeliğinin 18. maddesinin “e” fıkrasında mesleğe yeni başlayanlar için 30, daha önce gazeteci olarak çalışmış olanlarda 35 yaşından gün almamak koşulunun arandığı, gerekli koşulları taşıyanların işe alınmalarında genel müdürün yetkili olduğu, atamanın yönetim kurulunun onayıyla kesinleşeceği, 25. maddesinde hizmet sözleşmesinin yazılı olarak yapılacağı yönünde düzenlemeler bulunmaktadır.
Dosya içeriğine göre, dava konusu dönemde davacı ile davalı ajans arasında ajansın yönetim kurulunca onaylanmış yazılı bir hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalı ajansın personel yönetmeliğinin istihdam edilecek personelin işe alınmasına ilişkin olarak yukarıda belirtilmiş olan düzenlemelerine göre davacı ile davalı arasında emeklilik sonrası dönemdeki çalışması hukuk dışı olup geçerli bir hizmet sözleşmesine dayanmamaktadır.
Belirtmek gerekir ki dava konusu dönemdeki hukuk dışı ilişkinin davalı ajansın dayatması sonucu olmadığı, davacının isteği üzerine gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacının Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı yaşlılık aylığını kestirmemiş olması ve kendisine yapılmış olan ödemelerde Sosyal Güvenlik Destek Priminin de kesilmemesi bu durumu destekler ve doğrular niteliktedir. Emeklilik sonrasında davalı ajansla geçerli bir hizmet sözleşmesinin bulunmadığını bilen ve bilecek durumda olan davacı bu ilişki ile kendisine yaşlılık aylığına ilaveten ek gelir sağlamıştır. Taraflar arasında dava konusu dönemdeki ilişki geçerli hizmet sözleşmesine dayanmadığından ve davacı başından itibaren bu durumu bildiğinden davalı ajansın haber almaktan vazgeçmesi üzerine, dava konusu taleplerde bulunması objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırıdır. Bu itibarla ve bir kimsenin kendi kusurlu davranışına dayanarak hak iddia etmesi mümkün olmadığından davacının dava konusu çalışmasının geçerli hizmet sözleşmesine dayandığı iddiasının ve giderek işe iade isteğinin kabulü mümkün değildir.
Bir an için taraflar arasındaki ilişkinin geçerli hizmet sözleşmesine dayandığı kabul edilse bile somut olayda iş güvencesi hükümlerinin uygulanmasının talep edilmesi yerinde bulunmamaktadır. Zira, iş güvencesi, emeğinden başka gelir kaynağı bulunmayanların yaşamlarını idame ettirebilmeleri için işlerinin korunması amacıyla getirilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı alan ve bu aylığını kestirmediği gibi çalışması Sosyal Güvenlik Destek Primine de tabi tutulmayan davacının işe iade isteği iş güvencesinin amacıyla bağdaşmadığı gibi davalı ajansla gerçekleştirdiği hukuk dışı ilişkiyle yaşlılık aylığına ilaveten ek gelir sağlamış olan davacının işe iade edilmesi davalı ajansın personel yönetmeliğine aykırı bir iş sözleşmesi kurulması sonucunu meydana getireceği ve iş güvencesinin amacına göre adalete uygun düşmeyeceği açıktır.
Açıklanan tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin hukuka aykırı olan kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddi yönünde hüküm kurulması geretiğinden sayın çoğunluğun aksi düşünce ile oluşturduğu onama kararına katılamıyoruz. 14.02.2013