Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/10063 E. 2013/12255 K. 24.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10063
KARAR NO : 2013/12255
KARAR TARİHİ : 24.05.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; iş sözleşmesinin geçerli bir neden olmadan ve sendikal nedenlerle işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, 2009 Aralık ayı siparişlerin durma noktasına geldiğini, satışların büyük ölçüde azaldığını, 2009 yılında toplu işçi çıkarmak zorunda kaldıklarını, 2010 yılı içerisinde üretim bölümüne yeni işçi alınmadığını, tasarruf tedbirleri çerçevesinde, yükleme ve boşaltma olan yan işi alt işverene devretme kararı alındığını, fazla çalışma yapılmadığını, tek üretim hattına geçildiğini, davacıya alt işveren nezdinde çalışma teklif edildiğini davacının kabul etmediğini feshin geçerli nedene dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmisini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Hüküm Dairemiz tarafından “fesihten sonra kapalı olan bir bandın faaliyete geçirilmesi üzerine kırk civarında yeni işçi alındığı anlaşılmaktadır. İşe alınan yeni işçilerin davacı ile aynı nitelikte olup olmadığı, davacının kısa bir eğitim ile faaliyete başlayan bantta çalışmasının mümkün olup olmadığı kısaca feshin son çare olması ilkesi kapsamında davacının değerlendirilebileceği iş olup olmadığı gerekirse işyerinde keşif yapılarak insan kaynakları uzmanının da bulunduğu bilirkişi aracılığı ile araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği” belirtilerek, davanın esasına girilmek üzere karar bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkeme, işyerinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna itibar etmeyerek davacının yaptığı sevkiyat işinin boya montaj ve plastik bölümünde yaptığı iş ile aynı nitelikte olmadığı, asıl işe yardımcı işte çalışan davacının eğitim almaksızın asıl işte çalıştırılmasının işverenden beklenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bozma sonrası verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, sevkiyat elemanı olarak çalışan davacının, şirket yönetimi tarafından sevkiyat işinin konu ile uzmanlaşmış alt işverene devredilmesine karar verilmesi sebebi ile iş sözleşmesi feshedilmiştir. Dosya kapsamına göre bozma ilamı sonrası yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde Temmuz-Aralık dönemi daha fazla üretim yapıldığı, ikinci üretim bandının 2009 aralık ayında faaliyetine son verdiği davacıların 2010 yılı Mayıs ayı iş sözleşmelerinin feshedildiği, üretim planlamasına bağlı olarak Temmuz 2010 tarihinde ikinci bandın faaliyete geçeçeğinin önceden belli olduğu, ikinci bant açılınca yeni işçiler alındığı, davacının boya montaj ve plastik bölümlerinde işe alınan işçiler ile benzer nitelikte olduğu, kısa bir eğitim ile hatta eğitim verilmeksizin bu bölümlerde çalıştırılabileceği belirtilmiştir. Bilirkişi raporu, tanık beyanları tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra yeni işçi alımı yapıldığı, davacının kısa bir eğitim alarak hatta eğitim almaksızın yeni işçilerin işini yapabileceği gözönüne alındığında feshe son çare başvurulmadığı anlaşıldığından davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih nedeni ve kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 968,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 24.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.