Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/1005 E. 2013/2651 K. 12.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1005
KARAR NO : 2013/2651
KARAR TARİHİ : 12.02.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT …
VEKİLİ AVUKAT …

DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, icra-inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi vekili, davacının iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedilmesi üzerine davalı alt işveren ile birlikte davalı … aleyhine açtığı işe iade davasının kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine süresinde yaptığı başvuruya rağmen işe başlatılmadığını, kanuni haklarının ödenmediğini, bu alacakların tahsili için icra takibi başlattıklarını, ancak davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve yüzde kırk inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı Bakanlık vekili, müvekkili idarenin davacının alacaklarından sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, “Davalı taraf davacının süresi içinde Bayık Temizlik şirketine müracaat etmediğini belirtmiş ise de dosyaya sunulan belgelerden davacı vekilinin kesinleşmiş mahkeme kararını 09.11.2009 tarihinde tebliğ aldığı ve 11.11.2009 tarihinde gönderdiği iadeli taahhütlü dilekçe ile işe başlatma talebinde bulunduğu ancak adres kapalı olduğundan söz konusu talebin işverene ulaşmadığı iade edildiği, davacının bu kez Adana 9. Noterliğinin 16.12.2009 tarih 28675 yevmiye nolu ihtarnamesi ile işe iade talebinde bulunduğu ve adres kapalı olduğundan tebligatın 21.12.2009 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacının işe iade talebini davalının Adana 5. İş Mahkemesi dosyasında tebligat yapılan adresine gönderdiği, dolayısı ile yapılan işlemde davacının herhangi bir kusuru olmadığı anlaşıldığından 11.11.2009 tarihinde yapılan başvurunun kabul edilmesi gerekir. Bu durumda davacının süresi içinde işverene müracaat etmediği savunmasına itibar edilemez.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur.
Davacının davalı bakanlığın temizlik işlerini üstlenen …Şti.’nin işçisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açılan işe iade davasının davacı lehine sonuçlandığı ve kesinleştiği, davacının kesinleşen kararın tebliğinden itibaren süresi içinde işe başlatılmak için gönderdiği tebligatın …Şti. işyerinin kapalı olması nedeni ile muhtara yapıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Tebligat yapılacak kişinin, tebliğ evrakında belirtilen adreste bulunmaması ve bu nedenle tebligat yapılaması halinde adres araştırması yapılmalıdır.
Tebligatın muhatabı adresinde oturmakla birlikte, tebliğ yapıldığı sırada kendisi veya kendisi adına tebliği alacak kimseler adreste bulunmaz, kısaca adres kapalı ise, adreste bulunmama nedeninin komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, meclis üyesi, zabıta veya memurlardan öğrenilmesi, tebliğ tutanağına yazılması ve beyanına başvurulan kişiye imzalatılması, imzadan çekinilmesi halinde tebliğ mazbatasına bunun da yazılması ve tebliğ evrakını dağıtan memurun imzalaması gerekir. Dağıtım saatinden sonra muhatap veya tebliği alacak kimseler dönecek ise, tebliğin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre, birkaç gün adreste yoklar ise aynı kanunun 20. maddesine göre yapılacaktır. 21. maddeye göre yapılan tebligatta, iki numaralı ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılırken, 20. maddeye göre tebliğde, tebliğ iki numaralı ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren onbeş gün sonra tebliğ edilmiş sayılacaktır. İki numaralı ihbarname kapıya asılması dışında tebliğ evrakının dağıtım yapan memur tarafından muhtar, ihtiyar heyeti üyeleri, zabıta amir veya memurlarından birine imza karşılığı teslim edilmelidir. Kapıya yapıştırılan ihbarnameye de tebliğ evrakının teslim edildiği görevlinin adı ve soyadı yazılmalıdır. Tebliğ evrakını alan bu kişiler, tebligat evrakını muhataba teslim etmelidir. Ayrıca bu işlemlerden sonra tebliğ olunacak kişiye keyfiyetin haber verilmesi için en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya bildirim yapılması zorunludur. Tebligat işlemlerinde bu sıraya uyulmalıdır. Aksi halde tebliğ usulsüz ve geçersiz olur.
Tebligat yapılacak kişinin nereye gittiği ve ne zaman döneceği belli değilse, tebligatı alacak kişi ölmüş veya gösterilen adreste daimi olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebligat memurunca saptanmamış ise tebligat evrakına bu durum açıkça yazılmalı ve tebligat evrakı bila tebliğ çıkış merciine iade edilmelidir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesi ile daha önce tebligat yapılamayan adrese de aynı madde uyarınca tebliğ yapılma olanağı getirilmiştir. Buna göre taraflar arasında yapılan, imzası resmi makamlar önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkârlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da 35. madde hükümlerin uygulanmalıdır.
Somut olayda, davacının işe başlatılmak için yaptığı başvuruya ilişkin tebligatın işyerinin kapalı olması nedeni ile muhtara yapıldığı, adreste bulunmama nedeninin kanunda belirtilen kişilere sorulmadığı, yeni adresinin araştırılmasına ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığı, tebliğ memurunca yeni adresinin saptanamadığına ilişkin bir açıklama yapılmadığı, tebliğ evrakının muhtara teslim edildiğine ilişkin ihbarnamenin kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacının işe başlatılmaya ilişkin başvurusu usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. İşe başlatılma başvurusu usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen işverenin işe başlatma yükümlülüğünden söz edilemez. Davacı işçi işe başlatılmak için süresinde başvurmadan boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatı isteğinde bulunamayacağından davalı bakanlığın icra takibine yaptığı itiraz haklıdır. Bu nedenle itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr istemini içeren bu davanın reddi gerekir. Yazılı gerekçe ile davanın kabulü hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2013 gününde oy birliğiyle karar verildi.