YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/9625
KARAR NO : 2012/20274
KARAR TARİHİ : 28.09.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini … sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının kendi iradesi ile ikale sözleşmesi imzalayarak işten ayrıldığını, buna ilişkin kıdem ve ihbar tazminatı dahil anlaşma gereği tüm alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davalı tarafça … yöneticisi tarafından istenmemesi sebebi ile ikale sözleşmesi yapılarak işine son verilmek istendiği anlaşıldığından, davalı tarafın işçinin işine son verilmesinin son çare olması yönündeki Yargıtay içtihatlarına uygun bulunmadığı, ikalede bu konuya şahit olan kişilerin imzalarının bulunmadığını belirten bilirkişi raporu doğrultusunda fesih işleminin haklı ya da geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir sebeple sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması sebebiyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse kanuni tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
Somut olayda; davacı muhabir olarak davalı işyerinde çalışmıştır. İş sözleşmesinin 26.01.2011 tarihinde karşılıklı fesih ve son bulması hususunda sözleşme yapılarak anlaşmaya varılmıştır. Davacıya 9391,44 TL ek ödeme olmak üzere kredi kesintisi olarak 1.500,00 TL davacıya peşin ödenen 3318,70 TL ile birlikte kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve diğer yasal hakları karşılığı toplam 29.845,00 TL ödenmesine karar verilmiştir. Davacı tarafından ikale sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacının eğitim düzeyi, iş yerindeki konumu, yaptığı iş ve kendisine sağlanmış olan ek menfaat dikkate alındığında, dosya içerisinde ikaleyi geçersiz kılacak bir olgu mevcut değildir. İkalenin baskı altında iradesi sakatlanarak imzalatıldığı davacı tarafından ispat edilememiştir. Bu durumda, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 28.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.