Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/8966 E. 2012/19281 K. 24.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8966
KARAR NO : 2012/19281
KARAR TARİHİ : 24.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile işçi-işveren ilişkilerinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının Akbaşlar Tekstil’in kolu olan Ges Aydın CTP Enerji Makina Sanayi Tic. A.Ş. işyerinde çalışmakta iken çıkarılmış olduğu, kendi isteği ile ayrılmamış olduğu, işyerinden çıkarılma gerekçesinin de, davacıyı işyerine girişte referans olan Emir Teke’nin işten çıkarıldıktan sonra davacının da bir hafta sonra hiçbir sebep yokken işten çıkarıldığı, sonuç olarak işçinin haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın işyerinden çıkarıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
Her ne kadar taraflarca, davacının, davalı işyerindeki kıdem süresi tartışma konusu yapılmamış ise de, bu husus mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümleri kapsamına girmek için en az altı aylık kıdeme sahip olmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre altı aylık süre aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süre birleştirilerek hesaplanır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasına göre altı aylık kıdemin hesaplanmasında aynı Kanunun 66. maddesindeki süreler dikkate alınır. Altı aylık kıdem şartını öngören hüküm nispi emredici olduğundan, daha az kıdem şartını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Altı aylık kıdem işçinin fiilen çalışmaya başladığı tarih ile fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih arasında geçen süreye göre belirlenir.

Somut olayda, davacının davalı tarafa gönderdiği ihtarname içeriği, davacı tanık beyanları ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre, davalı işyerinde 11.04.2011 tarihi itibariyle çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Fesih bildirim tarihi olan 13.07.2011 tarihine göre, davacının altı aylık kıdemi bulunmadığından, davacı iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Davacı, resmi kayıtların aksini yeterli ve inandırıcı delillerle kanıtlayamamıştır. Davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup, hüküm bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 24.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.