Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/8965 E. 2012/19280 K. 24.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8965
KARAR NO : 2012/19280
KARAR TARİHİ : 24.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davalı işverenlikte koordinatör olarak çalışan müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin, geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, müvekkil şirket ile kardeş şirket olan endaze şirketinde bazı kişilerle birlikte bu şirketin faaliyet alanı olan seracılık işini kendi nam ve hesabına yapmaya başlamıştır, ancak müvekkilimiz bunu fesih sebebi yapmayarak fesih bildiriminde belirtildiği şekilde tasarruf tedbirleri almak zorunda kaldıklarını, çalışan personel sayısında kısıtlamaya gitmeleri sebeple iş sözleşmesini feshettiklerini savunmuştur.
Mahkeme davalının bildirdiği yazılı fesih sebebi ile bağlı olduğu fesih sebebini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır.
Dosyadaki belge ve bilgilere göre, davalı şirkette oniki kişinin çalışmakta olduğu anlaşılmakla, İş Kanunu’nun 18. maddesi gereğince davanın reddi gerekirken kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 75,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 24.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.