Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/8696 E. 2012/20198 K. 28.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8696
KARAR NO : 2012/20198
KARAR TARİHİ : 28.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini … sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkiline ait işyerinde bekçi kadrosunda çalıştığını, işverenin işyerindeki güvenlik hizmetini özel güvenlik birimleri eliyle yürütme kararı alındığını, bunun üzerine davacı ve birlikte bekçilik yapan diğer iki kişinin, işyerinde bekçilik adı altında bir kadro bulunmadığı için başka görevlere atandığını, iş şartlarındaki bu değişikliği yazılı olarak davacıya iletildiğini, davacının hemen ertesi gün iş akdini feshettiğini ve kendisine hak ettiği kıdem tazminatının ödenerek iş akdinin sona erdiğini, atama ile birlikte derhal fesih hakkını kullanan davacının iş akdini kendisinin sonlandırdığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı hakkında davalı şirket yetkilisi Ali Tosunoğlu tarafından, şirkete ait demir parçaları çalındığı iddiası ile 11/07/2011 tarihinde suç duyurusunda bulunduğu, yapılan tahkikat sonrasında ise… Cumhuriyetbaşsavcılığınca müştekinin soyut iddiası dışında bilgiye, görgüye dair belge olmadığından kamera kaydı olay yeri izi bulunmadığından şüpheliler de atılı suçu inkar ettiklerinden şüpheliler hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair kararın verildiği, işverenin 11/07/2011 tarihinden sonra davacıyı ve diğer arkadaşlarını çalıştırmadığı 08/08/2011 tarihinde de davacının iş akdini sözlü olarak feshettiği ancak işveren tarafından “sayın …, işyerimizde güvenlik elemanı olarak çalışmaktaysanız da kanuni zorunluluk gereği özel güvenlik şirketlerinden hizmet alımı yöntemi ile bu ihtiyacımız giderilmekte olduğundan işyerimizde bahçıvan olarak değerlendirmeniz uygun görülmüştür. Bu nedenle 09/08/2011 tarihi mesai başlangıcı ile birlikte bahçıvanlık olan yeni görevinize başlamanızı rica ederim.” hususlarını içeren 08/08/2011 tarihli belgenin düzenlendiği, davacının da tazminatlarını alabilmek için sözkonusu bu belgeyi kanuni hakları saklı kalmak kaydı ile iş akdinin feshinden sonra imzaladığı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinde; “İşverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz sürede iş sözleşmesi o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez” hükmünün düzenlendiği, davalı işveren tarafından, davacının iş akdi usulüne uygun olarak feshedilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, davacının işe iade davası açıp açamayacağı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesidir.
4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinde, I. sağlık sebepleri: a)İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa, b)İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa, II. ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a)İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa, b)İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa, c)İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa, d)İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa, e)İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, 1)Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa, yahut çalışma şartları uygulanmazsa III. zorlayıcı sebepler: işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa, süresi belirli olsun veya olmasın işçinin iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebileceği düzenlenmiştir.
Dosya içeriğinden, davacının 19.07.2010-09.08.2011 tarihleri arasında bekçi olarak çalıştığı, işverence yazılı fesih bildirimi yapılmadığı, işverenin 08.08.2011 tarihli yazısında: “davacının çalıştığı özel güvenlik işinin özel şirket eliyle yapılmasına dair alınan işletmesel karar gereği bahçıvanlık görevine atandığının yazılı olarak bildirildiği, davacının 09.08.2011 tarihli yazısında “08 Ağustos 2011 tarihli görevlendirme yazısının kendisine aynı gün tebliğ edildiğini, iş ve çalışma şartlarında esaslı değişiklik olduğundan iş akdini haklı nedenle feshettiğini, hak ettiği kıdem tazminatının tarafına ödenmesini talep ettiği, 09.08.2011 tarihli davacı imzalı ibranamede, “çalışmakta olduğum …Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş. unvanlı işyerinizden 09.08.2011 tarihinde iş sözleşmesini haklı nedenle feshettim çalıştığım süre içinde hak etmiş olduğum (ücret, fazla çalışma ücreti, fazla sürelerle çalışma ücreti, hafta tatil ücreti, genel tatil ücreti) ücretlerimi tamamen aldım, yıllık ücretli izinlerimi süresinde kullandım. Bu defa adıma tahakkuk eden … 1.319,87 TL kıdem tazminatı tutarımı 09.08.2011 tarihli 3026480 numaralı çek ile aldım. İşyeri ve işverenden herhangi bir alacağım kalmamıştır işyeri ve işvereni ibra ederim” denildiği, davacının bu belgeyi “tüm kanuni haklarım saklı kalmak kaydıyla” şeklinde itirazi kayıt koymak sureti ile imzaladığı, davalı … Makine Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Noter onaylı sureti sunulan 13/07/2011 tarih 55 sayılı kararında: “…Şirketin işyerinde 5188 sayılı Kanun uyarınca 3 silahsız özel güvenlik görevlisi ile ‘Dışarıdan hizmet almak sureti ile güvenlik sağlamak’ kararı alınmıştır” denildiği; 05/08/2011 tarihinde bu hususta… Valiliği Emniyet Müdürlüğünden izin istendiği; 14/04/2011 tarihinde davalı işveren ve…Güvenlik Hizm. A.Ş. arasında güvenlik işi ile ilgili hizmet alım sözleşmesi imzalandığı… Cumhuriyetbaşsavcılığının 2011/62937 Sor. 2011/30779 K. Nolu dosyasında, davacısının kamu hukuku, müştekisinin işveren …, şüphelilerin …, …, … olduğu, suçun hırsızlık olduğu, suç tarihinin 11.07.2011 suç yerinin… Cad. No.4 Bornova… olduğu, yapılan soruşturma sonucunda: müştekinin soyut iddası dışında görgüye ve bilgiye dair belge, bilgi olmadığı kamera kaydı olay yeri izi bulunmadığı şüphelilerin atılı suçu inkar ettikleri anlaşıldığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının 09.08.2011 tarihli dilekçesi ve aynı tarihli ibranamede, iş ve çalışma şartlarında esaslı değişiklik olduğundan iş akdini haklı nedenle feshettiğini beyan ettiği, davacının dilekçe ve ibranameyi baskı altında imzaladığım ispatlayamadığı, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiği, iş sözleşmesini haklı nedenle 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesince fesheden işçinin işe iade davası açamayacağı anlaşılmış olup, davanın reddi yerine kabulüne dair yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 112,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 28.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.