Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/8196 E. 2012/20190 K. 28.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/8196
KARAR NO : 2012/20190
KARAR TARİHİ : 28.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
… …

DAVA : Davacı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait iş yerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak fesh edildiğini, beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak işçilik alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Islah dilekçesiyle, dava dilekçesinde saklı tutmuş olduğu fazlaya ilişkin hak ve alacaklarını bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, işveren tarafından yapılan feshin geçersiz olduğu, davacının iddia ettiği alacaklara hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin ücret alacağı bulunup bulunmadığı, işverence davacıya hüküm altına alınan ücret alacağına ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise işverence yapılan ödemelerin ücret alacağını karşılayıp karşılamadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Kanun’un 5754 sayılı Kanun’la değişik 32. maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü,
işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan … miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka  hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Somut olayda, işverence temyiz aşamasında davacıya ücret ödemelerinin yapıldığı iddiasıyla banka hesap hareketlerini gösteren bir kısım belgelerin dosyaya sunulduğu anlaşılmış olup, ödeme iddiası itiraz mahiyetin de olduğundan ve yargılamanın her safhasında … sürülebileceğinden, davalı tarafından sunulan belgeler üzerinde durularak taraflardan diyecekleri de sorulduktan sonra gerçekten ödendiği belirlenirse mahsub yapılarak karar verilmesi gerektiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.