Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/6505 E. 2012/20098 K. 27.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/6505
KARAR NO : 2012/20098
KARAR TARİHİ : 27.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin 18.01.2011 tarihinde haklı ve geçerli sebep olmadan davalı işveren tarafından fesh edildiğini, davalı işverenin fesih bildiriminde açık ve kesin şekilde fesih sebebini belirtmediği için yapılan feshin şekil eksikliği sebebi ile geçersiz olduğunu belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesi ile davalı işverenin işe başlatmama durumuna ilişkin alacaklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 24.01.2011 tarihinden itibaren amirlerinden herhangi bir izin almadan, işine gelmemesi, bu durumun devamsızlık tutanakları ile tespit edilmesi, devamında davacıya işe gelmemesinin sebeplerini bildirmesine ve işe gelmesine dair noter aracılığı ile ihtarname çekilmiş olmasına rağmen davacının işe gelmemeye devam etmesi sebebiyle 07.02.2011 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-g maddesi uyarınca haklı olarak fesh edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece hiçbir sebep yokken davacının işini bırakıp iş yerinden ayrılmasının ve hiçbir beyanda bulunmayıp mazeret bildirmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacının işten çıkartıldığı, davalı iş verenin davacıyı işten çıkartmasının geçerli ve haklı sebeplerini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı işçinin 24.01.2011 ve 25.01.2011 tarihlerinde amirlerinden izin almaksızın ve bilgi vermeksizin işine gelmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı veya geçerli bir sebeple feshedilip edilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin II. bendinin (g) fıkrasına göre, işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki iş günü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç iş günü işine devam etmemesi haklı fesih sebebi olarak sayılmıştır.
Aslında işçinin iş görme borcuna aykırılığın bir görünümü olan devamsızlığın işveren sözleşmenin feshine götürebilmesi için şart işçinin çalışma (devam) yükümü bulunmalı, işçinin belli bir süre işe gelmemesi (devamsızlığı) gerçekleşmeli ve bu gelmeme işverenin iznine veya haklı bir sebebe dayanmamalıdır.

Devamsızlık sebebiyle sözleşmenin işverence feshinin haklılığı için yukarıda belirtilen şartların gerçekleşmesi zorunludur ve böyle bir durumun varlığını ispat külfeti işverene düşmektedir. İşverenin bu yükümü yerine getirmek bağlamında çeşitli belgelere ve hatta tanık anlatımlarına başvurması mümkündür. Ancak tanık ifadelerinin ve gösterilen devamsızlık tutanaklarının birbirini doğrulaması da gerekir. Devamsızlığın işverence kanıtlanması durumunda bunun haklılığını kanıtlama yükümü işçiye düşer.
Mahkemece hiçbir sebep yokken davacının işini bırakıp iş yerinden ayrılmasının ve mazeret bildirmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacının işten çıkartıldığı, davalı işverenin davacıyı işten çıkartmasının geçerli ve haklı sebeplerini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamıştır.
Somut olayda; doğru sonuca varılabilmesi için davacının görüştüğü bildirilen Rahman isimli şahsın tanık olarak çağrılıp dinlenmesi ve ayrıca davacının yurt dışına çıktığı ve çalışmaya başladığı … sürüldüğüne göre bu yön üzerinde duyarlılıkla durularak davacının yurt dışına çıkış için vize işlemi yaptığı ve yurt dışına çıktığı tarihlerin saptanması ve ayrıca davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılıp yapılmadığı saptanması gerekirken sadece inandırıcılığı tespit edilmeyen tanıkların anlatımlarına dayanılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.09.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.