Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/5783 E. 2012/18395 K. 14.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5783
KARAR NO : 2012/18395
KARAR TARİHİ : 14.09.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi … Uysal tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili müvekkilinin 01.10.1998-31.03.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde elektronik teknisyeni-müracaaet, refakat ve gözetim görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin kurum hizmetlerinin yeniden yapılandırılması çerçevesinde güvenlik hizmetleri işinin dışarıdan hizmet satın almak sureti ile yerine getirilmesi kararlaştırıldığından gerekçesi ile feshedildiğini, iş sözleşmesinin feshinden sonra davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini ancak eksik ödendiğini, gösterilen sebeplerin gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin güvenlik biriminde çalışmadığını, haksız ve geçersiz olduğunu, güvenlik birimi ile ilgisi olan olmayan çalışanların da aynı gerekçe ile işten çıkarıldıklarını, feshin son çare olması ilkesinin gözetilmediğini iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine, davacının kanuni sürede işe başlamak için başvurması halinde, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süreye ilişkin, en fazla dört aylık ücreti ve diğer haklarının ödenmesinin tespitine, davacı müvekkilinin iş sözleşmesi işverence hiçbir sebep gösterilmeksizin kötü niyetli olarak feshedildiği nazara alınarak, davacının kanuni sürede başvurması halinde davalı işverence en son yaptığı işe uygun olarak işe başlatılmaması hali için belirlenecek iş güvencesi tazminatının sekiz aylık ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğunu, davacının iş sözleşmesine de yeniden yapılanma çerçevesinde güvenlik ve refakat memurluğu hizmetleri kadrolarının iptal edilerek dışarıdan hizmet satın alınarak işin yerine getirilmesinin daha uygun olduğuna ilişkin yeniden yapılandırma planına uygun olarak Yönetim Kurulunun 28.03.2011 tarihli ve 11 sayılı toplantısında alınan 8 nolu karar ile

31.03.2011 tarihi itibariyle son verildiğini, işletmesel karar çerçevesinde işverenin işçinin iş sözleşmesine son vermesi durumunda geçerli sebeple fesih söz konusu olduğunu, davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece “Davalı işverenliğin CAT Güvenlik ile yapılan sözleşme neticesinde sağlanan güvenliğin bir yıllık maliyetinin KDV dahil 115.000,00 TL olduğu, davalının 1 yıl önceki güvenlik ve koruma hizmeti için yapılan 2010 yılı masrafının ise 523.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalı işverenin güvenlik hizmetlerinden sağladığı bir yıllık tasarruf miktarının 408.000,00 TL olduğu saptanmıştır. Davalı işverenin güvenlik hizmetinden sağladığı tasarruf oldukça ciddi bir rakamı ifade etmektedir. İşverenliğin yönetim hakkından doğan yeniden yapılandırmaya gitmek suretiyle belirtilen tasarrufu sağlama görevi hukuken korumaya değer bir vakıadır. Bu durumda davalı işverenliğin sözleşmenin feshi açısından objektif ve somut ekonomik verilere dayandığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Somut olayda; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu hükme esas teşkil edecek nitelikte olmayıp, yetersizdir. Davacının sadece müracaat, refakat ve gözetim görevlisi olmadığı bu görevinin yanında elektronik teknisyenliği görevinin de devam ettiği, davacının teknisyen olarak çalışma imkanının olup olmadığı da araştırılmamış ve bilirkişi raporunda bu husus üzerinde de durulmamıştır. Mahkemece endüstri mühendisi, işletme ekonomisti ve insan kaynakları uzmanlarından oluşan üçlü bilirkişi kurulundan denetime elverişli, ayrıntılı bilirkişi raporu alınması, feshe son çare olarak başvurulup vurulmadığının açıkça belirlenmesi ve bundan sonra hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.