Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/3656 E. 2012/24205 K. 02.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3656
KARAR NO : 2012/24205
KARAR TARİHİ : 02.11.2012

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık izin ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Bakanlığa bağlı Selçuk Devlet Hastanesi’nde temizlik ihalelerini kazanan değişik firmalarda aralıksız çalıştığını, bu çalışmalarının emeklilik tarihine kadar devam ettiğini, iş sözleşmesinin emekli olması sebebi ile sona erdiğini ileri sürerek, kıdem tazmınatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zamanaşımı ve husumet itirazında bulunarak, davalı idarenin asıl işveren konumunda olmadığını, işin ihale yoluyla başka bir işverene verildiğini, üçüncü şahıslara ihale yoluyla yaptırılan hizmetlerden dolayı müvekkil idarenin asil işveren sıfatıyla dava dilekçesindeki sayılan yükümlülüklerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan hesap raporuna itibar edilerek, davacının iş sözleşmesi ile …’na bağlı Selçuk Devlet hastanesinde yapılan ihaleler doğrultusunda şirketler nezdinde temizlik işçisi olarak çalıştığı, dava dışı şirketler ile davalı bakanlık arasındaki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, işçilik alacaklarından davalı bakanlığın da sorumlu olduğu ve davacının iş akdinin emeklilik sebebi ile sona erdirildiği, tazminat ve işçilik alacakları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ve davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Davalının temyiz itirazları yönünden, işyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6 ıncı maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı yasanın üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen yasanın 120 nci maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına da gelmez.
İş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Somut olayda; davacının alt işverenler nezdinde … Selçuk Devlet Hastanesinde çalıştığı ve emeklilik sebebi ile iş sözleşmesini feshettiği tartışmasızdır. Davalı tarafından 24.11.2011 tarihli dilekçe ile davacının çalıştığı şirketlere davanın ihbar edilmek istendiği ancak mahkemece bu talep yönünde olumlu ya da olumsuz her hangi bir karar verilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davanın alt işverenlere ihbar edilerek tüm işyeri kayıtları getirtilmeli, dosya kapsamına alınmalı bundan sonra dosya yeniden bilirkişiye
-3-

tevdi edilerek işyeri kayıt ve belgelerine göre davacının iddia ettiği fazla mesai, genel tatil günlerinde çalışmasının olup olmadığı araştırılıp belirlenmeli, şirketler tarafından davacıya kıdem tazminat ödemesi yapılıp yapılmadığı, yıllık izinlerin kullandırılıp kullandırılmadığı tespit edilmeli, davalı bakanlığın ve davacının çalıştığı dava dışı şirketlerin sorumlu oldukları çalışma süreleri ve miktarları belirtilmeli, işyeri kayıt ve belgelerine değer verilmez ise bunun dayanakları gösterilerek gerekçelendirilmeli ve bundan sonra tüm deliller yeniden bir değerlendirilmeye tabi tutularak hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen yönler dikkate alınmaksızın yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacının temyiz itirazları yönünden; taraflar arasında hizmet süresi yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı 1993 yılında As Temsan Temizlik ve Mal San. Tic. Ltd. Şti.’nde çalışmaya başladığını, 07.04.1996 tarihinde işten çıkarıldığını, 08 Nisan 1996 tarihinde başka bir şirkette işe girişinin yapıldığını bu şekilde şirketler nezdinde giriş çıkışı yapılarak 31.12.2010 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını beyan etmiştir. Davacı tanığı Durmuş Aydoğdu duruşmadaki beyanında; 1997 yılı Nisan ayında çalışmaya başladığını; davacının kendisinden önce başladığını bildirmiştir. Bilirkişi tarafından davacının hizmet süresi 01.11.1993-31.12.2010 tarihleri arası hesaplanmasına rağmen mahkemece davalı tarafından sunulan 1998- 2008 yılları arasındaki ihale şartname ve puantaj kayıtları ile sigortalı özlük dosyası içeriği karşısında, … alt işverenleri yanındaki çalışma süresinin 01.07.1998-31.12.2010 tarihleri arası dönemde 4438 gün üzerinden gerçekleştiği; 01.07.1998 tarihi öncesinde çalışılan işyerlerinin davalı bakanlıkla ilgisi tespit edilemediğinden, bu işyerlerine ilişkin sürelerin dışlandığı, kıdem tazminat tutarının re’sen belirlendiği gerekçesi ile kısmen kabul kararı verilmiştir. Davacının itirazı doğrultusunda 01.11.1993–01.07.1998 yılları arası dönemin SGK’dan araştırılarak davacının hizmet süresinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden mahkemece verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.11 2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.