Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/28161 E. 2014/11335 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/28161
KARAR NO : 2014/11335
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 16. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2012
NUMARASI : 2010/861-2012/874

Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının A.. B..ne bağlı Belmek bünyesinde usta öğretici olarak çalıştığını, ilave tediye alacaklarının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hafta sonu, ulusal bayram genel tatil, sömestr ve yaz tatilleri haricinde, günde bir veya birkaç saat ders karşılığında 657 sayılı Kanun’un 89. maddesi ile çalıştırıldığını, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalıştırılmadığını, başka bir kurs yerinde aynı branşta talep olması sebebiyle görevlendirildiğini, fakat davacının kabul etmediğini, alacak taleplerin yerinde olmadığını, ilave tediye ödenemeyeceğini, kursların 15 Eylül-15 Haziran tarihleri arasında olduğunu ve yıllık izin verilmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin yıllık izin alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı Kanun’un 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun’un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi yada toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir. Bu durumda sözleşmedeki izinle ilgili hükümler uygulanacaktır.
Dosya içeriğine ve davacının hizmet döküm cetvelindeki kayıtlara göre; davacının A.. B.. bünyesindeki Belmek kurslarında, kursların açık olduğu 15 Eylül- 15 Haziran dönemi ile sınırlı olarak çalıştığı, her yıl haziran ayında sosyal güvenlik kurumundan çıkışının yapıldığı ve Eylül ayında tekrar işe girişinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Kursların kapalı olduğu Haziran- Eylül döneminde davacının çalıştığı işyeri de kapalı olacağından, davacının davalı işveren işyerinde eğitim öğretim dönemine münhasıran mevsimlik işçi gibi çalıştığı kabul edilmelidir. Bu durumda az yukarıda açıklandığı üzere, davacının yıllık izin alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gereke ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı işçinin ücretinin tespiti hususunda taraflar arasında uyuşmalık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı işçi davalıya ait Belmek kurslarında saat ücreti ile usta öğretici olarak çalışmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacını ücretinin , saat ücretinin yedibuçuk ile çarpılması ve çıkan sonucun da 30 ile çarpılması ile hesaplanması doğru olmamıştır. Davacının ücreti fiilen çalıştığı süre dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Bunun için de; ders saati ücreti günlük çalıştığı saat süresi ile çarpılmalı, çıkan sonuç ayda çalışılan gün sayısı ile çarpılıp aylık ücret belirlenmelidir. Günlük ücret ise hesaplanan aylık ücretin otuza bölünmesi ile tespit edilmelidir. Davacının aylık ve günlük ücreti açıklanan şekilde belirlendikten sonra dava konusu alacaklar yeniden hesaplanmalıdır. Bilirkişi raporundaki hatalı tespite dayanılarak hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 176. maddesi gereğince 21.03.2006 tarihi öncesi için fark ücret alacağı talep edip edemeyeceği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Anılan Kanun’un 21.03.2006 tarihi öncesi yürürlükte bulunan 176. maddesinde; “Bu kanunun değişik 89. maddesine göre kendilerine ders görevi verilenlere ders saati başına gündüz eğitimi için seksen, gece eğitimi için doksan gösterge rakamının bu kanuna göre belirlenen aylık katsayısı ile çarpımından oluşan miktar üzerinden ek ders ücreti ödenir.
Bu ücretler;
a) Özel eğitime muhtaç öğrencilerin eğitim ve öğretim gördüğü kurumlarda görevli öğretmen ve yöneticiler ile bu öğrencilere yönelik açılan özel sınıf öğretmenlerine
B) Kurumların eleman yetiştirmek üzere açtıkları mesleki okullarda ve eğitim merkezlerinde görevli yönetici ve öğretmenlere , cezaevlerinde görevli öğretmenlere, kurs, seminer ve hizmet içi eğitim faaliyetlerinde görevlendirilen öğretmen ve memurlara,
c) Alanlarında master derecesini almış öğretmenlere, %25, alanlarında doktora derecesini almış öğretmenlere ise %40 fazlasıyla ödenir. ” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda; davacının master derecesini aldığına dair dosya içerisinde herhangi bir bulgu yer almamaktadır. Bu nedenle; fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.