YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/2694
KARAR NO : 2012/18229
KARAR TARİHİ : 14.09.2012
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
İş sözleşmesinin geçerli sebep olmaksızın davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili, davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. ve 18. maddeleri gereğince kıdem ve ihbar tazminatı ile işçilik alacaklarının ödenmesi suretiyle feshedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara … açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa,
işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu sebeple iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı bankaya ait işyerinde gişe yetkilisi olarak çalışan davacının kasasında 27.08.2007 tarihinde meydana gelen 5.000,00 TL kasa açığının incelemesinde, bazı müşteri hesaplarına açıktan çekilen ve yatan işlemlerin yapılması, davacının sicili ve şifresi ile operasyon yönetmeni ….’ın, yönetmen yardımcısı…’nın, yetkili müşteri temsilcisi …’nın işlem yapmasının şifre taahhütnamesine aykırı olması sebebiyle, toplu iş sözleşmesinin 61/A-9 maddesine istinaden Personel Komitesinin 01.11.2007 tarih ve 213 sayılı kararıyla kınama cezası, aldığı; operasyon servisinde, uhdesinde olan teminata ve tahsile alınan çeklerin girişinde gerekli özeni göstermediği, portföyde bekletildiği, muhabire veya şubelere tahsile gönderilmeyerek müşteri şikayetlerine sebebiyet verildiği, … Katı Yakıt San ve Tic. Ltd. Şti. firmasının tahsile bırakmış olduğu 40 adet çekin yanlış kod ile girişlerinin yapılması sebebiyle müşteri şikayetinin alındığı, servisinin değiştirilmesine rağmen olumsuz davranışlarının devamı gözlendiği ifade edilerek 12.09.2008 tarihinde uyarma cezası aldığı; şube müşterilerinden …. Ltd. Şti. firma yetkilisi Şahin …’tan almış olduğu 500,00.-TL borç para sebebiyle banka mevzuatına aykırı olan bu eylemi sebebiyle 10.03.2010 tarihinde uyarı cezası aldığı; sicili ile yapmış olduğu bazı dekontlarını müfettişe ibraz edememesi, şubede olmadığı halde bazı müşterilerin hesaplarından üçüncü şahıslara para ödemesi, imzasız ve/veya sahte imzalı dekontlarla müşteri hesaplarından ödeme yapılması, tediye işlemlerinde banka mevzuatına aykırı olarak müşteri kimlik ve vergi numarası tesbitinin yapılmaması, borsa yönetmen yardımcısı … Topçuhasanoğlu’nun zimmetine para geçirmesine sebep olunması gerekçeleriyle disiplin kurulunun 24.05.2010 tarih ve 117 sayılı kararıyla ağır kınama cezası aldığı, en son ise müşteri şikayetine sebep olması sebebiyle 27.07.2010 tarihinde savunmasının alındığı anlaşılmaktadır. İşçinin bu davranışları gerçekleştirmesi iş akışını bozucu niteliktedir ve delil durumuna göre işyerinde olumsuzluk yaratmıştır. Artık işverenden iyiniyet kuralları çerçevesinde iş ilişkisini devam ettirmesi normal ölçülerde beklenemez. Fesih geçerli sebebe dayanmaktadır ve davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 14.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.