Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2012/26776 E. 2013/20294 K. 01.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/26776
KARAR NO : 2013/20294
KARAR TARİHİ : 01.10.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıya ait işyerinde 10.09.2001-01.07.2007 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacının istifası ile son bulduğunu ve işçinin hak kazandığı yıllık izinlerini kullandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, her ne kadar davacının istifa dilekçesi verdiği savunulmuş ise de istifa dilekçesinin işçi tarafından imzalanmadığı, işverene bağlı gerçekleşen çalışma süresi dikkate alındığında işçinin istifa ederek işten ayrılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Kanun’un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Kanunda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer.
Somut uyuşmazlıkta; işveren davacının istifa ederek işten ayrıldığını ileri sürmektedir. Bu hususta delil olarak el yazısı ile düzenlenmiş, 29.06.2007 tarihli istifa dilekçesini ibraz etmiştir. Davacı vekili 01.05.2012 tarihli dilekçesi ile istifa dilekçesi altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını savunarak imza itirazında bulunmuştur. İstifa dilekçesi altındaki imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda inceleme yaptırılmaksızın karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.